Toplumumuzun en dinamik kesimi olan öğretmenlerimiz eğer dertlerini anlatamıyorlarsa vay bu ülkenin haline demek gerekiyor. Eğitim Fakültesi mezunu binlerce genç İŞSİZ atanmayı bekliyorlar.Milli Eğitimin ihtiyacı olan öğretmen açığıda binlerle ifade ediliyor.Bu okumuş insanlarımız seslerini duyurmaktan acizler, kanunlar çerçevesinde hak aramakta çekingenler! Erbakan hocanın tabiriyle sanki ?NARKOZLANMIŞLAR!? Sözleşmeli olarak atanmış öğretmenlerimize ise ?bir dokun bin ah işit? derler ya onun gibi dert küpü olmuşlar! İyide İŞSİZLİĞE de DERTLERE de çare bulması gereken SİYASİ İRADEYE bunlar anlatılıyor mu? Aslında Yandaş ve Cemaat Basınına bakarsanız her şey GÜLLÜK GÜLİSTANLIK gibi görünüyor! Onlara göre ortada ERGENEKON, DAVOS,OBAMA?nın ziyareti gibi konular var iken başka konulara ne gerek var! Ülkenin diğer meselelerini anlatmaya gerek var mı yok mu takdir sizlerin! Önceki (12Mayıs2009 tarihli) yazıda dile getirilen ?Sözleşmeli Öğretmenler ile kadrolu öğretmenler?arasındaki farkları kaldığımız yerden aktarmaya devam edelim: 13- Sözleşmeli öğretmenler de kadroluların almış oldukları Temel ve Hazırlayıcı eğitim kurslarını almalarına rağmen, kadroluların stajyerliği kalkarken, asalete geçerken bu eğitim sözleşmelilere Mesleki Eğitim adı altında verilmektedir. Herhangi bir şekilde asalete geçme söz konusu değildir. 14- Kadrolularda kıdem ve kademe ilerleme varken, sözleşmelilerde göreve yeni başlayanla 25 senelik bir sözleşmeli öğretmen aynı maaşı alacaktır. 15- Milli Eğitim Müdürleri, Yardımcıları, Şube müdürleri, Okul müdürleri ve hatta Bakanlık çalışanları dahi Sözleşmeli öğretmenlerin özlük hakları ile ilgili net bir bilgiye sahip değillerdir. Her ilde ve her kurumda farklı uygulamalar söz konusudur. 16- Sözleşmeli öğretmenler hakları olan konularda dahi idarecilerin bilgi eksikliğinden ötürü akla gelmedik onlarca sorunla ve problemle karşı karşıya kalmaktadır. 17- Sözleşmeli öğretmenler, Milli eğitim müdürü ve okula gelen müfettişlerden "bakın siz sözleşmelisiniz" diye başlayan sözlerle devamlı tehdit edilmektedirler. 18- Sözleşmeli öğretmen geleceğini göremediğinden gönül rahatlığı ile aile kuramamakta, bankalardan kredi kullanamamakta ve hatta sözleşmeli öğretmenlere kız dahi verilmemektedir. 19- Sözleşmeli öğretmenler Kutsal ve Onurlu bir meslek olduğu halde göğsünü gere gere ?ÖĞRETMENİM? diyememektedir. Bakanlık tarafından üvey evlat muamelesi görmektedir. İkinci sınıf insan muamelesi ile karşı karşıya kalmaktadırlar. 20- Sözleşmeli öğretmenler görevli oldukları okullarda öğrencileri tarafından ? Öğretmenim siz sözleşmeli misiniz? Siz geçici misiniz?? gibi sorularla rencide olmakta ve bu sorulara cevap vermekte zorluk çekmektedirler. 21- Sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmeleri her yıl ocak ayında yenilenmektedir. Yani Sigorta dâhil her sene çıkış-giriş işlemi yapılmaktadır. Uzun süreli sözleşme yapılmamaktadır. Haftaya diğer farkları yazmaya devam edeceğiz.