1982 yılında Osmaniye İstiklal İlk Okuluna kaydım yapılarak eğitim hayatıma başlamıştım. Okul çok güzel gidiyordu fakat yağmurlu havalarda altyapı eksikliğinden yollardaki seller, okulun etrafındaki göller ya okula gitmemeyi, ya da dizimize kadar suya batmayı göze alarak okula gitmemizi gerektiriyordu. Yıl olmuş 2014 ve değişen hiçbir şey yok! Bunca yılda o kadar belediye başkanı gelmiş geçmiş, hiç mi biri bu sorunu görmüyor? Burası bir ilk öğretim okulu!!! Bu sorunda sadece belediyenin suçu yok, en büyük suç öncelikle okul idaresi, suçun daha büyüğü ise buna tepkisiz kalan halkımızın suçudur. Atalarımız boşuna mı demiş:?Ağlamayan çocuğa meme yok? diye? İnsanlarımız o kadar sessiz kalmış, ürkek korkak ve de çekingen.Şikayet ettikleri bir dünya şey var ama tepkiye gelince kimseden çıt çıkmıyor. Olayı şu hikaye daha iyi özetler sanırım:
?Vakti zamanında padişah halkından sürekli vergi alıyormuş ama halkın gıkı çıkmıyormuş.Padişah sinirlenmiş; ?Benim halkım bu kadar mı tepkisiz. Neden ses etmiyor?? deyip vezirini çağırmış. Ülkenin tek geçidi olan nehrin üstündeki köprünün girişine iki adam konmasını ve köprüden her geçenden para almasını emretmiş. Vezir, ?Hay hay paşam? deyip padişahın dediğini yapmış. Halk köprüden her geçişinde para vermiş lakin şikayet gelmemiş. Padişah vezirine; ?Köprünün diğer çıkışına da bir adam koyun? emrini vermiş. Köprü çıkışından da para alınır olmuş, lakin halktan gene gık yokmuş ve padişah sinirlenerek yeni emir vermiş; ?Köprünün tam ortasına bir adam koyun geleni geçeni dövsün.? Vezir padişahın dediğini yapmış ve köprünün ortasına bir adam yerleştirmiş. Köprüye giren parayı vermiş, köprünün ortasında dayak yemiş, çıkarken tekrar para vermiş ve yoluna devam etmiş. Şikayet yine yokmuş. Padişah iyice sinirlenmiş ve tüm halkın toplanmasını emretmiş. Çünkü bu kadar baskıya karşı halk neden bu kadar sessiz kalabilir diye merak etmekten öte acaba halkın bir bildiği mi var diye de korkarmış. Halk meydanda toplanmış. Padişah; ?Şikayetiniz var mı?? diye sormuş. Halk; ?Haşaaa! Padişahım çok yaşa.? demiş. Padişah; ?Hiç mi şikayetiniz, isteğiniz yok?? dedikçe halk; ?yoktur? deyip susarmış. Padişahın tepesi atmış ve hiç şikayet olmazsa hepsinin kellesini uçuracağını söylemiş. İçlerinden biri korka sıkıla çıkmış: ?Padişahım şu köprü varya? demiş. Padişah; ?Ah evet köprü girişinde para vermek midir sıkıntınız?? Adam; ?Haşaaa? demiş. Padişah; ?Peki çıkışında para vermek midir sıkıntınız?? Adam; Haşaaaa? demiş. Padişah; ?Ortada dayak yemek mi sıkıntınız?? Adam; ?Haşaaaa? demiş. Padişah; ?E peki nedir derdiniz?? Adam; ?Padişahım ne para vermek, ne de dayak yemek, lakin şu ortadaki adam sayısını artırsanız da bizde hızlıca işimize gücümüze varsak, tek adam olunca çok kuyruk oluyor, çok bekliyoruz? demiş.
Burası Osmaniye, sevsek de sevmesek de burada yaşıyorsak her şeyin en iyisi için sorunlarımızı dile getirmemiz gerek. Belediye halk el ele vererek halk sorunlarını dile getirmeli belediye ise çözümlemeli. Çözmüyorsa dilekçeyle müracaat edilmeli, çözülmedi mi, valiliğe dilekçe yazılmalı, yine mi çözülmedi BİMER?e yazmalıyız. Daha güzel bir yaşam için mücadele etmek boynumuzun borcudur. Unutmayın şikayet ettiğiniz her şeyin suçlusu sizsiniz. Susuyorsanız şikayet etmemelisiniz. Ben şahsım olarak duyduğum rahatsızlığı Osmaniye?nin en çok okunan gazetesinden dile getiriyorum: ?DUYMASI GEREKENLER DUYSUN! İSTİKLAL İLKÖĞRETİM OKULU VE BAĞLANTI YOLLARININ; EN KISA SÜREDE ALTYAPI SORUNLARININ ÇÖZÜMLENMESİ GEREKMEKTE, KALDIRIMI OLMAYAN YOLLARA DA LÜTFEN KALDIRIM EKLEYİN. ÇOCUKLARIMIZIN CAN GÜVENLİKLERİ ZAMAN ZAMAN TEHLİKEYE DÜŞMEKTE.? Aynı cesareti şikayeti olan halkımızdan da bekliyorum.
Daha güzel bir Osmaniye için, SES VER OSMANİYE?..