ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇIN - Antalya'nin fethinin simgesi olarak kabul edilen, 1896'da çikan yangindan sonra kullanilamaz hale gelen Sehzade Korkut Camisi, ibadete açilmaya hazirlaniyor.
Antalya'da Selçuklu ve Osmanli uygarliginin izlerini tasiyan tarihi Kaleiçi'ndeki yapi, Antalya'yi fetheden Selçuklular'in, camiye çevirmesiyle "fethin sembolü" oldu.
Osmanli Imparatorlugu döneminde 2. Bayezid'in oglu Sehzade Korkut'un Teke Sancak Beyligi'ne atanmasiyla onarilan cami, "Korkut Camisi" adini aldi. Cami,1896'da çikan yanginda büyük zarar görünce ibadete kapatildi.
Camiyi restore etmek için Antalya Vakiflar Bölge Müdürlügünce üç yil önce baslatilan restorasyon çalismalarinda ise sona gelindi.
Aslina sadik kalinarak yenilenen caminin restorasyonun tamamlanmasinin ardindan 125 yil sonra kentin fetih yil dönümü olan 5 Mart 2021'de yeniden ibadete açilmasi planlaniyor.
Antalya Vakiflar Bölge Müdürü Hüseyin Cosar, AA muhabirine, yapinin 1207'de "kiliç hakki" sifatiyla Türkler'in Antalya'ya olan egemenliginin göstergesi olarak camiye çevrildigini söyledi.
Sahzede Korkut'un ise eseri cami olarak vakfettigine isaret eden Cosar, 1896'ya kadar ibadet edilen caminin, Kaleiçi'nde çikan yangin sonucu minaresinin külahiyla çatisinin tamamen yandigini söyledi.
- "Bu cami medeniyetlerin besigi gibi"
Caminin günden güne yok olmaya basladigini anlatan Cosar, "Son 10 yilda duvarlari iyice yikilmisti. Belki restorasyon yapmasaydik tamamen yok olacakti. Bilim heyetinin yönlendirmesiyle önce saglamlastirma çalismasi yaptik. Her restorasyonda caminin yeni güzelliklerini, farkli medeniyetlerden izlerini gördük. Her veriye göre projeyi yeniledik. Titizlikle çalistik, son asamaya kadar geldik. Zemin kaplamalari, dösemeleri yapildi. Çatisi kiremitle örüldü. Halinin desenine, avizelere karar veriyoruz." diye konustu.
Cosar, caminin çok özel bir yapi oldugunu belirterek, söyle konustu:
"Roma Imparatorlugu'ndan Bizans'a, Osmanli'dan Selçuklular'a kadar birçok medeniyetten eserler bu camide yer aliyor. Bu cami medeniyetlerin besigi gibi. Birçok medeniyetlerden izlerin görülebilecegi hem cami hem de müze olarak hizmet verecek. Caminin çevresindeki kalintilar da 'arkeopark' adi altinda ziyarete açilacak. Cami içi ve disindaki cam bölmelerle tarihi eserler görülebilecek. Türkiye önemli bir eseri daha kazanmis olacak. Sultanahmet ve Ayasofya gibi gelen turistler hem canli ibadet sekillerini görebilecek hem de eserleri, yapilari inceleyecek."
Cami çevresinde yapilan kazi çalismalarinda da "Monopteros" adi verilen tek sira sütunlu tapinak bulduklarini, Monopteros'tan mezarlar ve yazitlar çiktigini aktaran Cosar, ziyaretçilerin burayi da görebilecegini ifade etti.
Cosar, vakif eserlerinin vakfedenin koydugu irade dogrultusunda fonksiyon kazandirilmasi gerektigine dikkati çekerek, "Burada cami vardi ya da yoktu' diye tartisilamaz. Hiç ihtiyaç olmasa bile biz burayi yasatmak zorundayiz. Bunun ciddi veballeri vardi. Biz 125 yildir bu vebal altindaydik. Vicdanen bizi rahatsiz ediyordu. Cami ibadete açilmasiyla bu vebalden kurtulacagiz." degerlendirmesinde bulundu.
- Caminin tarihi
Kaleiçi Hesapçi Sokak'ta bulunan ve Milattan Sonra 6. yüzyilda Roma tapinagi olarak insa edilen yapi, Bizanslilar döneminde bazilikaya çevrildi.
Selçuklularin Antalya'yi fethinden sonra yapiya Camii Cedid (Yeni Cami) adi verildi. Osmanli döneminde 2. Bayezid'in oglu Sehzade Korkut'un Teke Sancakbeyligi'ne atanmasi sonrasinda onarilan cami, "Sehzade Korkut Camisi" adini aldi. Sehzade Korkut'un talimatiyla camiye minare ekletildi.
Cami, 1890'da çikan yanginda büyük hasar gördü. Minaresinin ahsap külah kisminin yanmasi sonucu cami, halk arasinda "Kesik Minare" olarak anilmaya basladi.
Yapi 1974'te kismen restorasyon geçirdi, etrafi demir parmakliklarla çevrildi. Aradan geçen sürede restore edilmesi istense de bazi sivil toplum kuruluslarinin buranin cami yerine arkeoloji parki olarak kullanilmasi yönündeki basvurusu üzerine açilan dava nedeniyle restorasyon çalismalarina baslanamamisti.
Camide 2017 yilinda dönemin Antalya Valisi Münir Karaloglu'nun talimati, koruma kurulunun karari ve bilim heyeti esliginde restorasyon çalismalari baslamisti.
Restorasyon çalismalari kapsaminda caminin minaresi 123 yil sonra ilk defa külahina da kavusmustu.
