MERSİN - Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, bugün paranın merkezinin Doğu, prestijin kaynağının da Batı olduğuna dikkat çekerek, Türkiye`nin Doğu-Batı sentezi yaparak yoluna emin adımlarla devam etmek zorunda olduğunu söyledi. Dünyanın ekonomi motorunun eksen değiştirirken, dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer alan Türkiye`nin de 2023 yılında ilk 10 arasına girmek için çaba sarf ettiğine dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin`in de söz konusu fırsatı kaçırmak istemediğinin altını çizerek, bu kapsamda da kentte Türkiye`nin en önemli çıkış noktalarında biri olduğunun ispatlanabilmesi adına önemli projelere imza atıldığını anlattı. Dünya Bankası tarafından hazırlatılan rapora dikkat çekerek, dünyaticaretini arttırmadan büyüyebilen bir ülke olmadığı yorumunu yapan Aşut, bu nedenle de ticaretini arttırmak isteyen Türkiye`nin, lojistik alanında yatırım yapmasının bir zorunluluk olduğunu savundu. MTSO Başkanı Aşut, "Dünyada değişen dengeler ve Asya ülkelerinde görülen hızlı toparlanma, yakın gelecekte paranın merkezinin Asya olacağının işareti. Öte yandan gelişmiş Batı ekonomilerinin tecrübeleri yarışın hala bitmediğinin göstergesi. Bu durumdan en karlı çıkacak olanlarsa, iki ucu birbirine bağlayacak olan lojistik merkez konumundaki bölgeler. 6 saatlik uçuş mesafesi içinde 4 milyar insana ulaşabilme ve bu pazarlarda ürün satabilme potansiyeliyle birlikte Türkiye giderek yıldızı parlayan bir ülke.Uluslararası havaalanının yapılması halinde Mersin`den yapılacak uçuşlarla, kısa sürede Orta Afrika`dan Baltık ülkelerine, Uzak Asya`dan İspanya kıyılarına kadar geniş bir coğrafyaya ulaşmak mümkün" dedi. MERSİN, TÜRKİYE`İN ÜRETİM VE LOJİSTİK KONUMU HALİNE GELEBİLİR Türkiye`den 4 saatlik bir uçuşla birlikte 54 ülkeye ulaşılabileceğine, ayrıca söz konusu ülkedeki nüfusun da toplam dünya nüfusunun 4`te 1`ni oluşturduğuna işaret eden Aşut, böylesine geniş bir coğrafyayla ulaşım olanaklarının aynı zamanda da yatırım yapmak isteyen firmaların da bölgeye yönelmesini sağladığını vurguladı. Mal ve ürünlerin daha ucuza nakledilmesinin, maliyetlerde önemli düşüşler yaşanmasına neden olacağı için rekabette öne geçme şansını da arttırdığını dile getiren Aşut, Mersin`de uzunzamandır sözü edilen; `Lojistik Merkez` ve `Havaalanı Projesi`nin öneminin de tam da bu noktada ortaya çıktığını, kentin genç nüfusu, coğrafi konumuyla giderek Türkiye`nin üretim ve lojistik konumu haline gelmesini sağlayabileceğini iddia etti. Liman ve demiryolu bağlantılarına sahip olan Mersin`de hayata geçirilmesi planlanan `Lojistik Merkez`in üstleneceği işlevin oldukça önemli olduğunu ifade eden Aşut, Dünya Bankası tarafından hazırlanan bir diğer rapordaysa; nakliye maliyetleri ve transit süresinin ticaretin önünde ciddi engeller olarak görüldüğünü hatırlattı. Aşut, Mersin`de kurulacak olan lojistik merkezin, küresel ihtiyaçlara göre tasarlandığını, uzmanların da söz konusu merkezle ilgili olarak `lojistik köyler` ile karıştırılmamasıyönünde uyarıda bulunduğunu söyledi. 2 ile 5 yıllık bir zaman diliminde tamamlanması planlanan merkezin; kamu yararına yapılan, organize sanayi bölgesi mantığıyla çalışan ve küresel ihtiyaçlara göre şekillenen bir kuruluş olarak faaliyet göstereceğini belirten Aşut, merkezin firmaların taşımacılık maliyetlerini düşüreceğinden dolayı Türkiye`nin dış ticaretinde en önemli ayaklardan biri olacağına dikkat çekti. REKABET AÇISINDAN DÜNYA DEVLERİ ARTIK TÜRKİYE`NİN KOMŞUSU Aşut, "Yaptığımız inceleme gezilerinde 6 farklı ülkeyi gezdik. Bunlardan en çok İspanya Zaragoza`daki lojistik merkezden etkilendik. 17 milyon metrekarelik bir alanı var. 12 milyon metrekaresi aktif olarak kullanılabiliyor. Ancak, limanı yok ve geçiş noktası değil. Tren yolu bağlantısı veya serbest bölgesi yok. Fakat ileriye dönük 10 yıllık makro plan yapmış ve onu uyguluyorlardı. Biz de önce bölgesel ve yerel hedefleri belirledik. Örneğin; Kayseri, bizim hinterlandımızda ve oradaki mobilya sektörüburadan dünyaya açılabilir. Nitekim Konya`da çimento ve tekstil sanayi, Mersin Limanı`nı, serbest bölgeyi ve altyapımızı kullanarak ihracat yapıyor. Malatya un sanayi, Kahramanmaraş tekstil sanayi, Mersin`in altyapısını kullanıyor" diye konuştu. Çin ve Hindistan`ın aynı ürünleri çok daha ucuza mal ettiğine dikkat çeken Şerafettin Aşut, rekabet açısından dünya devlerinin artık Türkiye`nin komşusu haline geldiğini, firmaların ürünlerine maliyet avantajı sağlayacak tek yerin de lojistik olduğunun altını çizdi. Gümrük işlemlerinin de lojistik merkezde yapılacağını kaydeden Aşut, kurulması planlanan lojistik ihtisas organize sanayi bölgesi, lojistiğin tüm ana başlıklarını da bir araya toplanacağını, Gümrük Baş Müdürlüğü ile yapılan görüşmeler sonundagümrük işlemlerinin de burada yapılması öngörüldüğünü hatırlattı. Katar vagon olarak çıkacak konteynerlerin, limana geldiğinde gümrük işleminin yapılması gerektiğini belirten Aşut, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Artık, direkt bir vagona konulup, gümrüklü sahaya gelip, toplu halde orada işlem yapılabilecek. TIR karnesi almak, zirai karantinadan geçirip laboratuardan belge almak için farklı yerlere gitmek gerekmeyecek." LOJİSTİK MERKEZİ`NİN ÖZELLİKLERİ Bin kişiyi istihdam etmesi planlanan lojistik merkezde ulusal ve uluslararası 46 firma ilk etapta yer alacak. Merkezin sahip olduğu genişleme alanı sayesinde merkezde yer alacak olan firma sayısı taleplere bağlı olarak ilerleyen dönemlerde artabilecek. Merkez de hizmet verecek olan 46 firmanın her birinde Avrupa standartlarında enerji konusunda; `yeşil depo` olarak bilinen tasarruflu depo sistemleri kullanılacak. Merkez karayolu, otoban, çevreyolu ve tren yolu bağlantısına sahip olacak.