ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`nın, 19 Ekim 2009 tarihinde Başbakan Erdoğan`ın olumlu ve iyi gelişme olarak müjdelediği karşılama törenleriyle Türkiye`ye giriş yapanlar hakkında dava açtığını belirterek, "Yargının nihayet harekete geçmiş olması, baştan beri söylediklerimizin teyidi ve hükümetin terörist karşılama törenlerinin varlığının hukuki ifadesi olmuştur" dedi.MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada Kutlu Doğum Haftası`nın sevincinin 14-20 Nisan günleri arasında tüm Türkiye`de paylaşılacağını hatırlatarak, bu yılki kutlamalara ayrı bir anlam katan şeyin, Kuran-ı Kerim`in Allah katından beşeriyete inmeye başlamasının bin 400. yılına da tesadüf etmesi olduğunu söyledi. Özellikle içinde bulunulan dönemde İslam toplumlarının içine düştükleri bunalım, çektikleri çileler ve yaşadıkları maddi ve manevi buhranın ile İslamolmayan toplumların yaşadıkları değerler krizinin, bu ilahi mesajın müjdelerine daha fazla ihtiyaç olduğunu gösterdiğini söyleyen Bahçeli, "Yine aynı şekilde, bu tebliğin insaniyete biricik vasıtası olan Peygamberimizin ahlakı ve kutlu şahsiyetini daha fazla örnek almamız gerektiğini hepimize işaret etmektedir" dedi. Kırgızistan`da geçen hafta sonu büyük toplumsal olaylar meydana geldiğine işaret eden Bahçeli, sokaklara ve meydanlara çıkan öfkeli Kırgızların, ülkelerindeki hükümetin değişmesi ve devlet başkanının başkentten ayrılmasıyla sonuçlanan üzücü olayları 3 gün süren kargaşa sırasında yaşadıklarını söyledi. "Dileğimiz, Kırgız kardeşlerimizin demokrasi içerisinde, huzur ve refaha bir an önce ulaşmalarıdır" diyen Bahçeli, Kırgızistan`da yaşanan bu son olayın, Türklüğün ana vatanı olan büyük Avrasya coğrafyasıüzerinde küresel oyunların devam ettiğini gösterdiğine işaret etti. Kırgızistan`ın, yeraltı kaynakları ve üretim potansiyeli açısından yetersiz olsa da, bulunduğu coğrafyanın önemi ile stratejik oyunların odağı olmaya devam edecek gibi göründüğünü ifade eden Bahçeli, özellikle İran, Çin, Rusya ve Amerika arasındaki güç dengelerinin çarpıştığı bu coğrafyalarda, Türkiye`nin hem demokrasi, hem de bir devlet modeli olmaktan çok uzaklara düştüğünü ifade etti. Bahçeli şöyle konuştu: "Yalnızca soydaşlığımızdan yararlanılan bir taşeron stratejisi ile bugün ABD`nin ve küresel değerlerinin temsilciliğinden başka bir anlam taşımayan ilişkilerimizin durumu acilen gözden geçirilmek mecburiyetindedir. Yalnızca Kırgızistan için değil, bu muazzam topraklarda yaşayan bütün kardeşlerimiz için gerçek anlamıyla tam bağımsız olabilecekleri, bağımsız karar alabilecekleri bir düzenin oluşturulması şarttır. Aksi takdirde, bir küresel güçten kurtarırken ve bir küresel oyundan çıkarırken yeni birküresel güce kaptırmamız, başka bir senaryonun içine sokmamız ve büyük oyuncuların taşeronu haline getirmemiz içten bile değildir. Maalesef ki bugünkü manzara da buna benzerlik göstermektedir." Bahçeli, Polis Teşkilatının 165. kuruluş yıldönümüne ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Huzursuzluğun olduğu, suçların arttığı yerde güvenlikten, refahtan ve mutluluktan bahsedilemeyeceğini dile getiren Bahçeli, günümüzde huzur ve güvenliğin boyutunu, vatandaşların hak ve özgürlük sınırlarına riayet etme ile aralarında oluşmuş sayısız medeni irtibat sonucunda, üzerinde mutabık kalınmış sosyal uzlaşma ortamının belirlediğini söyledi. Bahçeli, "Artan suçluluk oranlarına rağmen, bugün ortalama biremniyet içinde seyahat ediyorsak, ticaretimizi, üretimimizi, alışverişimizi nispi güvenlik içinde yapabiliyorsak, çocuklarımızı okula nispeten gönül rahatlığı ile gönderiyor, bir sosyal faaliyeti göreceli bir emniyet içinde sürdürüyorsak, bu asgari şartları sağlayan görünmez bir kuvvetin varlığına ve caydırıcılığına işaret etmektedir. Bu fedakar kuvvet, yerleşim yerlerinde polis, kırsal alanlarda jandarmadır" diye konuştu. Özellikle son yıllarda bölücü emel ve niyetler ile yıkıcı projelere sözde devlet desteği olduğunu göstermek maksadıyla, polis teşkilatının alet edilmesine, yıkım çalışmalarına polise ait kurumların ev sahibi yaptırılmasına dönük gayretlerin farkında olduklarını kaydeden Bahçeli, bu sinsi çabalara bizzat Emniyet Teşkilatından çok büyük tepkiler geldiğini ve infial yarattığını bildiğini, emrine almak istediği siyasetin hilafına gösterdikleri bu duruşlarını takdir ettiğini söyledi.Başbakan`ın `PKK açılımı` kapsamında ve İmralı`nın daveti üzerine, Kandil`deki inlerinden ve Mahmur`daki kamplarından bir grup öncü teröristin 19 Kasım 2009 tarihinde Türkiye`ye giriş yaptığını hatırlatan Bahçeli, Türk milletinin milli vicdanında ağır yaralar açan, şehitlerin ailelerinde ve gazilerde haklı infial uyandıran, Türk milletini ayağa kaldıran o karanlık tablodaki rezaletleri ve ihanetleri unutamayacaklarını vurguladı. MHP`nin ilk andan itibaren Habur`da yaşanan rezaletleri şiddetleeleştirdiğini ve lanetlediğini belirten Bahçeli, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`nın, 19 Ekim 2009 tarihinde Başbakan Erdoğan`ın olumlu ve iyi gelişme olarak müjdelediği karşılama törenleriyle Türkiye`ye giriş yapanlar hakkında dava açtığını bildirdi. Bahçeli, "Yargının nihayet harekete geçmiş olması, baştan beri söylediklerimizin teyidi ve hükümetin terörist karşılama törenlerinin varlığının hukuki ifadesi olmuştur. Hükümetin baskı ve telkinlerine rağmen hukuk adamlarının harekete geçmesi ümit vericibir gelişmedir. İnşallah devamı da gelecek, terörist törenlerinin hükümet içindeki organizatörlerinden hesabının sorulması da bize nasip olacaktır" ifadelerini kullandı.