Dr. Fahrettin Şanal


Allah, çocuklar arasında öpücükte dahi adaleti emrediyor. . .

Allah, çocuklar arasında öpücükte dahi adaleti emrediyor. . .


Sevgili Peygamberimiz Hz.  Muhammed (s. a. v)’in çocuklara olan davranış tarzına dair okumalarımızı sürdürdükçe ona olan hayranlığımız, ona olan muhabbetimiz daha da artıyor, kuvvetleniyor.  Öte yandan ise O’nun çocuklara karşı gösterdiği engin hoşgörü ve sevgiyi çocuklarımıza karşı yeterince gösterememenin ezikliğini de yaşıyoruz.  Çünkü Hz.  Peygamber, çağımızın ulaştığı pedagojik araştırmaları, bulguları fersah fersah geride bırakan bir idealizm örneğini ortaya koyuyor, zarif davranışlar sergiliyor.

O sevgi ve rahmet Peygamberiyle yarışmak kimin haddine… Çünkü o hayatımıza renk katan ciğerparelerimizi öpmekte dahi adaletli olmamızı talep ediyor.  Gerçekten öpücükte bile adalet çok zorlu ve çok hassasiyet gerektiren bir iş, bir uğraş değil mi?

Bu bağlamda Hz.  Peygamber’in: “Allah, öpücüğe varıncaya kadar her hususda çocuklar arasında adaletli olmanızı sever” buyruğu ebeveynlere ciddi uyarı niteliğinde.  Bu hadis açık bir biçimde çocuklar arasında, kız erkek ayrımı yapmadan eşitliği, adaleti, sevgiyi ve öpücükte dahi dengeli olmayı emrediyor; Allah indinde büyük bir sorumluluk yüklüyor.

Bu da nasıl olur, demeye hakkımız yok.  Çünkü Allah hiç kimseye çekemeyeceği yükü yüklemediğine göre, öpücüğü terazileştirip eşit miktarda dağıtabileceğimizi, konuyla ilgili adaleti başarabileceğimizi gösteriyor.  Hâl böyle olunca anneler ve babalar çocuklarına davranırken dikkatli olacak, bütün çocuklara adil bir biçimde davranacak, aralarında ayrım yapmayacak, sıra öpücüğe gelince onu dahi eşit miktarda üleştirecek…

Şefkatte adalet, merhamette adalet, sevgide ve onun bir gösterimi olan öpücükte adalet… Allah âdildir, âdil olanları sever. . .

Bu nokta da hemen ilâve edelim ki, Hz.  Peygamberi öfkelendiren davranışlardan biri çocuklar arasında ayrım yapmaktır.  Nitekim bir Sahabe, Hz.  Peygamberle birlikte otururken yanına oğullarından biri gelir.  Adam oğlunu sıkı sıkıya kucaklar, öper ve dizine oturtur.  Aradan çok geçmeden oraya kızı gelir.  Sahabe kızını özensiz bir şekilde diğer dizine oturtur.  Bu davranışı gören Hz.  Peygamber, Sahabeye:“Çocuklarına eşit davranmıyor musun!” biçiminde çok şiddetli tepki gösterir.  Konuyla ilgili bir başka rivayette ise Hz.  Peygamber: “İkisine eşit davransaydın ya!” şeklinde ikaz eder.  Bu hadislerde Hz.  Peygamberin kastı, çocukları sevme konusunda kız erkek ayrımı yapılmasının yanlışlığını ve bu davranışların çirkinliğini ortaya koymaktır.

Çocuklar arasında yapılacak ayrımın, adaletsiz tutumun onların ruh dünyalarında uyandıracağı menfi yansımayı Hz.  Peygamber çağlar önce görmüş ve böylelikle yanlışlığına işaret etmiştir.  Bizler ise pedagoji biliminin gelişmesiyle ancak kavrayabiliyor, ancak gizemine erebiliyoruz.  Bilindiği üzere “Öpme eylemi” sevginin bir yansıması, bir dışa vurumu ve çocuklar üzerinde iz düşümüdür.  Durum böyle olunca çocuklara yalnız öpücükte değil, her davranışta adaletli olmak gerekmektedir.  Yine bir hadiste Hz.  Peygamber’in şu ifadeleri konuya bütünüyle ışık tutmaktadır:

“Ey Ashabım ve Ümmetim! Ödüllendirme ve bağış yapma konusunda çocuklar arasında eşitliğe riayet ediniz.  Ben, şayet evlâttan birisini üstün görecek olsaydım, kadınları üstün görür ve tercih ederdim. ”

Diğer taraftan yine Sevgi ve Rahmet Peygamberinin kelimelerin üstüne basa basa konuyla ilgili bir cümleyi üç kez telaffuz etmesi kanaatimce işin önemini bütün boyutlarıyla ortaya koymaktadır:“Çocuklarınız arasında adaletli olun.  Çocuklarınız arasında adaletli olun.  Çocuklarınız arasında adaletli olun. ”

Hz.  Peygamberin bu uyarılarından sonra hâlâ ayrım ve adaletsizliğe prim verilmesi hâlinde sonucun günahlarla bezenmek olduğunu söylemenin bilmem bir anlamı olur mu? Hz.  Peygamber yalnızca buyruklarıyla kalmayıp, uygulamalarıyla bunu bizatihi ortaya koymuştur.  Nitekim torunları Hz.  Hasan ve Hz.  Hüseyin’i öpüp kokladığı bir sırada bulunduğu yere bir bedevi gelir.  Hz.  Peygamberin torunlarını bağrına basıp öpüp koklaması karşısında şaşırır ve şaşkınlığının nedenini de şöyle izah eder:

Benim on çocuğum var ve bu çocuklardan hiç birini öpüp okşamış değilim.

Bu sefer de şaşırma sırası, hayret sırası Hz.  Peygamber’e gelir.  Çünkü bedevinin davranış biçimini bir türlü havsalası almaz ve bu hayret içerisinde mübarek ağızlarından şu cümle dökülür: “Allah kalbinden merhameti söküp atmışsa ben ne yapayım. ”

Bir başka hadiste de “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyurur…

Tamam doğrudur.  Kur’an’ın ifadesiyle “Evlatlarımız ve mallarımız birer imtihan aracı, birer imtihan vesilesidir. ” Onlara değer vermemek ya da aşırı değer vermek bir kıstas değildir.  Kıstas olan itidalli, ölçülü ve adaletli olmaktır.  Hz.  Peygamber de bu sebeple olsa gerek ki, merhametten bahis açılınca anne ve çocuk örneğini vermiş ve buradan hareketle “Allah, yavrusunu sımsıkı tutan, onu alıp emziren, onun için her fedakârlığı yapan annenin şefkat ve merhametinden daha çok kullarına merhametlidir” buyurarak davranış kalıplarımızın nasıl olması gerektiğini mükemmelen belirtmiştir.

Evet, sevgide, hoş görüde, öpücükte âdalet… İşte İslâm pedagojisinin sırrı…

Hiçbir izm ve ideolojiyle, hiçbir dinle kıyas kabul etmeyecek denli önemli bir sır bu. . .

                                                                             (Netten)

*Yukarıdaki yazıyı 2008 yılı Ramazan ayında, gazetemizdeki köşemizde yayımlamışız. Şimdi niye köşemize aldık? Tembellikten mi? Elbette değil! Belki de yine Ramazan ayındayız o yüzdendir!

 

 

  • Perşembe 31.3 ° / 19 ° Güneşli
  • Cuma 30.8 ° / 18.4 ° false
  • Cumartesi 28.5 ° / 15.2 ° Güneşli