Hastalandığımızda çoğu zaman aklımıza ilk gelen şey şudur: “Bir antibiyotik içsem hemen toparlarım.” Özellikle kış aylarında öksürük, ateş, boğaz ağrısı gibi şikâyetler başladığında, birçok kişi doktora gitmeden antibiyotik kullanmaya yönelir.
Oysa bu yaklaşım, kısa vadede rahatlama sağlıyor gibi görünse de uzun vadede büyük sağlık sorunlarının kapısını aralayabilir. Antibiyotik Nedir, Ne Değildir? Antibiyotikler, bakterilere karşı savaşan ilaçlardır. Yani zatürre, idrar yolu enfeksiyonu, boğaz enfeksiyonu gibi bakteriyel hastalıkların tedavisinde etkilidir. Ancak grip, nezle, Covid-19 gibi virüs kaynaklı hastalıklarda hiçbir faydası yoktur. Buna rağmen, toplumda yaygın bir yanlış inanış vardır: “Hastayım, antibiyotik iyi gelir.” Oysa antibiyotik, her hastalıkta kullanılan sihirli bir hap değildir. Yanlış Kullanımın Bedeli Antibiyotiklerin bilinçsizce kullanılması, “antibiyotik direnci” dediğimiz çok ciddi bir tehlike yaratır. Bakteriler, tıpkı biz insanlar gibi zamanla değişir ve kendini savunmayı öğrenir. Eğer antibiyotiği yanlış kullanırsak, bakteriler ilaca alışır ve onu etkisiz hale getirir. İşte bu durumda, sıradan bir enfeksiyon bile tedavi edilemez hale gelebilir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre antibiyotik direnci, önümüzdeki yıllarda tüm dünyada milyonlarca ölüme yol açabilecek bir tehdit. Yani mesele yalnızca “Benim iyileşmem” değil; gelecek nesillerin sağlığı da tehlike altında. Bir diğer önemli nokta da antibiyotiklerin yan etkileridir. Çünkü bu ilaçlar sadece zararlı bakterileri değil, aynı zamanda vücudumuzdaki faydalı bakterileri de yok eder.
Bağırsak florasının bozulması, sindirim sorunları, bağışıklığın zayıflaması gibi sonuçlar doğurabilir. Peki Ne Yapmalı? Doktor reçetesi olmadan antibiyotik kullanılmamalıdır. En doğru ilacı, en doğru dozda ve en doğru sürede yazacak olan tek kişi hekimdir. İlaç erken bırakılmamalıdır. Belirtiler geçse bile, antibiyotik reçetede yazdığı gün kadar kullanılmalıdır. Çünkü tedavi yarıda bırakıldığında, hayatta kalan bakteriler daha dirençli hale gelir. İlaç paylaşımı yapılmamalıdır. Komşuya, arkadaşımıza iyi gelen antibiyotik bize uygun olmayabilir. Her hastalık ve her hasta için tedavi farklıdır. Soğuk algınlığında antibiyotik aranmaz. Grip ya da nezle için en etkili tedavi; bol sıvı tüketmek, istirahat etmek ve hekimin önerdiği destek tedavilere uymaktır. Antibiyotik Direnci: Sessiz Bir Pandemi Uzmanların üzerinde önemle durduğu nokta, antibiyotik direncinin küresel bir sorun haline gelmesidir. Aslında bu, farkında olmadığımız bir “sessiz pandemi.” Eğer bu gidişat değişmezse, 10–15 yıl sonra basit bir diş çekimi ya da küçük bir cerrahi operasyon bile hayati risk taşıyabilir. Çünkü elimizde etkili antibiyotik kalmamış olabilir. Son Söz Antibiyotikler, modern tıbbın en büyük keşiflerinden biri. Doğru yerde ve doğru zamanda kullanıldığında hayat kurtarır. Ancak yanlış ellerde, en güçlü dostumuz birdenbire en büyük düşmanımıza dönüşebilir. Unutmayalım: Antibiyotik, ağrı kesici değildir; her öksürüğün, her ateşin çaresi değildir.
Gereksiz yere kullanıldığında bugün bize zarar verir, yarın çocuklarımızın sağlığını da tehlikeye atar. Bu yüzden antibiyotiği bir kurtarıcı olarak değil, gerektiğinde başvurulacak güçlü bir silah olarak görmek gerekir. O silahı boşa harcamamak da hepimizin sorumluluğu.




