Merhaba çok kıymetli okuyucularımız,
60 yıldır bu güzel vilayette yaşıyorum. Sülalem buranın kurucu ailelerinden olup ve kurtuluş savaşında şehitte vermiştir. Osmaniye’mizin gelişmesi, büyümesi ve daha yaşanabilir bir şehir haline gelmesi için yıllardır çeşitli alanlarda mücadele ettik. Bu mücadelede zaman zaman zorlandık, zaman zaman yol aldık; ama çok şükür, bugün geldiğimiz noktada Osmaniye artık ayağa kalkmak üzeredir. Emin olun, bundan sonra koşacak, daha da büyüyecek ve inşallah Büyükşehir olma yolunda emin adımlarla ilerleyecek.
Tabii ki bu şehirde her görüşten insan var. Hiçbir şeye karışmadan yalnızca muhalefet etmek için yaşayanlar da… Elbette muhalefet bir şehrin doğal yapısında olmalıdır, saygı da duyarız. Ancak bazıları muhalefet sınırını aşıyor, üzerine hiç düşmeyecek işlerin içine giriyor, işleri karıştırıyor, ortalığı bulandırıyor. Eleştirmek başka bir şeydir; üretmeden yıkmaya çalışmak ise bambaşka…
Osmaniye’nin genel durumu, elimizdeki malzeme bu. Bu memleketi beğenmeyen, sürekli şikayet eden varsa, kimseyi burada zorla tutmuyoruz. Beğenmiyorsanız, başka bir vilayette yaşarsınız. Ama eğer gerçekten Osmaniye’yi seviyorsanız, o zaman boş laf üretmek yerine gelin taşın altına elinizi koyun. Memlekete sahip çıkın. Hep birlikte daha güzel bir Osmaniye için çabalayalım.
Etliye sütlüye karışmadan kenardan eleştiri yapmak kolay. Ancak asıl mesele elini taşın altına koyabilmekte… Bugün varız, yarın yokuz. Bizler artık yaşlandık. Şimdi görev gençlerde, şimdi görev memleket sevdalılarında. Eğer bu şehre bir katkınız olacaksa, sadece konuşarak değil, icraatla, samimiyetle, yürekle katkı sunun.
Osmaniye ancak birlik ve beraberlikle bir yerlere gelir. Gelişmiş, kalkınmış ve Büyükşehir olmuş bir Osmaniye hayal değil; yeter ki bizler bu hayal için el ele verelim. Yok yere muhalefetle vakit harcamayalım. Yapıcı olalım, birlikte üretelim.
Unutmayalım: Başka Osmaniye yok!
