Bahri Çolpan


“Ben İyi Bilirim” de Bir Hastalıktır


Merhaba çok kıymetli okuyucularımız, Geçtiğimiz günlerde, “kibir bir hastalıktır” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu yazımda da yine toplumda giderek yaygınlaşan, özellikle kamu görevlerinde sıkça rastladığımız başka bir “hastalıktan” söz etmek istiyorum: Ben en iyisini bilirim hastalığı. İşim gereği neredeyse her gün Osmaniye’nin hem merkezinde hem de ilçelerinde dolaşıyor, insanlarla konuşuyor, yapılan işleri yakından takip ediyorum. Sahada gördüğüm manzara ne yazık ki iç açıcı değil. Özellikle bazı ilçe ve belde belediye başkanlarında, bu “ben bilirim” anlayışı fazlasıyla yerleşmiş durumda. Halbuki bu yaklaşım, kamu yönetiminde ciddi zararlara yol açıyor. Belediye başkanı olmak, her konuda bilgi sahibi olmak anlamına gelmez. Ama bazı başkanlar, sanki her işi en iyi kendileri biliyormuş gibi davranıyor. Ortada ne bir araştırma var, ne bir danışma süreci, ne de bir fizibilite çalışması. “Ben yaptım oldu” mantığıyla hayata geçirilen projelerin çoğu, ya yarım kalıyor ya da birkaç yıl içinde işlevini yitiriyor. Olan yine vatandaşın cebinden çıkan paralara oluyor. Kamu kaynakları heba ediliyor, tüyü bitmemiş yetimin hakkı boşa gidiyor. Bu yazdıklarımdan tüm belediye başkanlarının aynı kefeye konduğu düşünülmesin. Elbette işini hakkıyla yapan, attığı her adımı araştırarak, uzmanlara danışarak atan, toplum yararını önceleyen başkanlar da var. Onların hakkını teslim etmek gerekir. Zaten aklın yolu birdir: Belediye başkanı, milletin parasını kullanır. Yaptığı her hizmet, vatandaşın cebinden çıkan vergilerle gerçekleştirilir. Hiçbir belediye başkanı yaptığı işi babasının kesesinden finanse etmiyor. Dolayısıyla harcanan her kuruşun hesabını vermek zorundadır. Bazen görüyoruz: milyonlarca lira harcanarak yapılan bir hizmet, daha üzerinden bir yıl geçmeden yok oluyor. Kimi zaman estetikten uzak, kimi zaman işlevsiz, kimi zaman ise sürdürülemez projelerle karşılaşıyoruz. Ve tüm bu hataların kaynağı, tek bir anlayışa dayanıyor: “Ben en iyisini bilirim.” Oysa bu çağda, yerel yönetimlerin başarıya ulaşmasının yolu; danışmak, araştırmak, planlamak ve şeffaf olmaktan geçiyor. Her belediye başkanı, yaptığı işi önce halkına anlatmalı, sivil toplumun ve uzmanların görüşünü almalı, sonra da vicdanına danışarak karar vermelidir. Benim samimi tavsiyem şu: Hiçbir belediye başkanı “Ben en iyisini bilirim” diyerek hareket etmemeli. Bu anlayıştan vazgeçmeden, gerçekten kalıcı ve faydalı işler yapmak mümkün değil. Unutmayalım; istişare, basireti artırır. Ortak akılla yapılan işler hem uzun ömürlü olur hem de halkın gönlünde yer eder.

  • Cumartesi 13.4 ° / 7.6 ° Güneşli
  • Pazar 12.4 ° / 6.4 ° Güneşli
  • Pazartesi 12.2 ° / 6.4 ° Güneşli