Merhaba kıymetli okurlarBasının görevi gördüğü, eksiklikleri, aksaklıkları ve yanlışlıkları gündeme getirerek yetkililerin o konuya dikkatini çekmek, hataların düzeltilmesini sağlamaktır.Dünyanın ve Türkiye?nin her yerinde de bu böyledir. Basın her zaman 4. kuvvet olarak adlandırılır. Ama Osmaniye?de durum çok farklıdır. Hatta tam tersidir. Basının gündeme getirdiği konuları düzeltmek, incelemek yerine, kulaklarını tıkayıp kendi bildiğini yapmaktır. Şimdiki yöneticileri de suçlamak haksızlık olur. Yıllardır anlayış bu. Bunun içinde Osmaniye gerçekten çok garip bir kent konumundadır. Bende Osmaniye bir garip memleket dediğimde kimse alınmasın. Bir daha söylüyorum. Duymayan varsa kulağındaki tıkanıkları açsın. Osmaniye çooook garip bir memleket. 20 yıldan bu yana Osmaniye?de basın dünyasının içindeyim. Memleketin 3-5 gazetecisinin içinde bende varım.Yıllardır da bürokrasinin içindeyim. Bugüne kadar Osmaniye?nin değişmesi ve gelişmesi için elimden ne geliyorsa yaptım. Bundan böyle de aynı şevkle aynı heyecanla doğup büyüdüğüm memleketimin gelişmesi için çalışacağım. Beni şevkimi kimse kıramaz. Çünkü ben bir çok yönetici ile çalıştım hepsi geldi geçti. Ben aynı yerimdeyim. Yani yöneticiler değişir ama benim değişmem mümkün değil. Çünkü bu memleketin sahiplerinden biri de benim.Yanlış anlamayın memleketin sahibi derken, benim bu kentte katım, yatım, evim barkım yok. Ama ben Osmaniye?yi yatı, katı, evi barkı olanlardan daha çok seviyorum. Benim memleket sevdam hiçbir zaman için sahte olmaz gerçek olur. İnsanlara karşı da aynıyım. Sevdiğim insan için canımı veririm sevmediğim insana da kesinlikle yaklaşmam bile. Seçilen her milletvekili, Belediye başkanı ve Osmaniye?ye gelen her yönetici, memlekete hizmet etmek için geliyor. İşin doğrusu böyle. Ama iş yapmayan milletvekili, Belediye başkanına ve yöneticiye ille de iş yapacaksın, çalışacaksın diyerek zorlayamayız. Çalışanlar kalır, çalışmayanlar da zamanı geldiğinde çeker gider. Kulağı tıkalı milletvekili, Belediye başkanı ve yönetici istemiyoruz. Bundan böyle Osmaniye?nin kötü kaderinin değişmesi için milletvekillerimizin, Belediye başkanlarımızın ve yöneticilerimizin basının sesine kulak vererek gayret göstermelerini arzu ediyoruz. Büyük Osmaniye için herkes çalışmalı. Basının gündeme getirdiği konuları mutlaka takip etmeli ve yazılanların doğru veya yalan olduğunu araştırmalı gerekirse yalan yazılıyorsa da bizi de cezalandırmalı.Osmaniye?de yapılan işlerin bir çoğunda eksikler ve aksaklıklar oluyor bunları yöneticilerde gayet iyi biliyor ama, yapılan işleri kendileri yaptırdığından işin ucunun kendilerine de dayanacağından yazdığımız hiçbir yazıya bir tek kelime dahi etmiyorlar. Bu duyarsızlık neden? Osmaniye?ye yapılan işlerin daha sağlıklı yapılması için bizlerin gösterdiği gayreti neden milletvekilleri, Belediye başkanı ve yöneticiler göstermiyor. Oysa söz konusu ettiğimiz kişilerin hepsinin Osmaniye?ye hizmet etmek asli görevleridir.Yapmayın etmeyin. Osmaniye?de hepimiz yaşıyoruz. Osmaniye?ye bir çivi dahi çakılsa bu memleketimizin yarına yapılıyor. O çiviyi çakanı da, çaktıranı baş tacı yapmalıyız. Çivi çakılırken yapılan eksikleri, aksakları da basın gündeme getirdiği zaman lütfen bir araştırın.Eğer biz bir yanlış yapmışsak kafamızı kırın. Hesap sorun. Sizi yanıltırsak, memleketin aleyhine bir şey yaparsak bedelini de en ağır şekilde ödetin. Osmaniye Türkiye?de çok. Ama il Osmaniye bir tane. Daha büyük, daha güzel ve daha kalkınmış bir Osmaniye için, valimizi, milletvekillerimizi, Belediye başkanımızı ve Osmaniye?de yaşayan herkesi birlik ve beraberliğe davet ediyorum. Başka Osmaniye yok. Hüseyin Ünaldı hocamYaşım henüz 22?di. Zayıf tığ gibi delikanlıydın. Vatani görevimi tamamlayıp gelmiştim. Askere gitmeden önce gazeteciliğe başlamıştım ama, gelince ne yapacağıma karar vermemiştim. Avustralya?da bulunan ablam bana bir miktar para yolladı ve Hüseyin ağabeyimin de desteğiyle matbaasında basmaya başladık Başak Gazetesi?ni.Hüseyin Ünaldı hocamın Osmaniye kıymetini bilmiyor. Aslında Hüseyin ağabeyim Türkiye genelinde 400 bin basım yapan Gün Gazetesi?nde başladı gazeteciliğe. Aziz Nesin?lerle aynı gazetede yazarlık yaptı. Türkiye?de ünlü olarak kabul edilen bir çok yazarla aynı sütunlarda yazı yazdı. Sıradan bir adam değil Türkiye?nin tanıdığı bir kalemdir. Yeteneklidir, şu anda bile kalemi eline alsa Türkiye?deki bir çok yazardan çok güzel yazılar yazar. Hüseyin ağabeyim o kadar şöhret ve tanınmış bir gazeteciyken annesinin hastalığı dolayısıyla Osmaniye?ye gelmiş ve annesine bakmış, onu sahipsiz bırakmamış Osmaniye?den de bir daha çıkmamış. Yani o şöhret basamaklarına tırmanmak yerine annesinin yanında bulunmayı tercih etmiş ve Osmaniye olarak bizde bu kadar değerli ve büyük bir yazarı yok etmişiz. Aslında yok edilmişi ters anlamda değerlendirmeyin. O dimdik ayakta. Onuruyla şerefiyle yaşamanı sürdürüyor. Fikirlerinden, yazılarından yararlanmamız gereken insandan yararlanmıyoruz ve yok ediyoruz.Oysa ki, bana gazetecilikteki kazandığım bir çok şeyi Hüseyin ağabeyim öğretti. Bugün ben Bahri Çolpan olduysam Hüseyin ağabeyim verdiği bilgilerle olmuşumdur. Bu kadar değerli gazeteciler yok edilmemeli yararlanılmalı. Hüseyin Ünaldı hocamın bu memleket için yapacağı daha çok şeyler olduğunu düşünüyorum. Çünkü Hüseyin Ünaldı gibi kalemlerin artık nesli tükeniyor. Değerlerimize sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum. Hüseyin ağabeyim de bu memleketin bir değeridir.




