Ülkemizde toplumun birçok kesimi için sosyal yardım mekanizmaları işletiliyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine (2012) göre, Türkiye?de sosyal yardımlardan faydalanan hane (aile) sayısı 2.1 milyonu buluyor. Kişi sayısı ise 6 milyon 370 bin kişi. Bunun dışında da sosyal yardımlar var. Yeşil kartlılar, belediyelerden yardım alanlar ve farklı mevzuatlarla sosyal yardım sisteminden yararlananların sayısı ülkemizde 23 milyona yaklaşıyor.
Nüfusun neredeyse yüzde 30?unun sosyal yardım alıyor hale gelmesi, gelecek adına üzerinde durulması gereken önemli konu. Son 10 yılda, sosyal yardım niteliğindeki transferlerin GSYİH?ye oranı ciddi artış gösterdi. 2002?de binde 0,3 iken 2012?de yüzde 1,18?e çıktı. Malum önümüzdeki üç yıllık sürede seçimlerin peşi sıra geliyor olması, bu verinin daha da artacağının önemli göstergesi.
2002-2010 arasında tüketici kredisi borçlusu sayısı yedi kat artarak 1,6 milyondan 11,3 milyona yükselirken, tüketici kredisi borcu da muazzam bir artışla 2,8 milyar TL?den 122,2 milyar TL?ye tırmanmıştır. Ağustos 2007 itibariyle yarım milyondan fazla yurttaşımız kredi kartı mağduruydu. Hanehalklarının bankalara olan toplam borcu yaklaşık 80 milyar TL idi.
Biraz daha yakın geçmişe bakarsak, 2011?de Türkiye nüfusunun yarısından fazlasının (yüzde 56) bankalara borçlu durumda olduğunu görürüz. 2007?de yaklaşık 28 milyon olan bankaların kredi müşterisi sayısı 2009 yılında 38 milyonu aşmıştı. Bugün tüketicilerin bankalara toplam borcu en az 216 milyar TL?dir (Ocak 2012). Sayıları 30 milyonu aşan kredi kartı müşterisi vatandaşların borçları 2011?in Eylül sonu itibariyle 55 milyar TL`ye yükselmişti.
Tüketicilerin büyük bir kısmı kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemediği için bankalar tarafından takibe alınmış bulunuyor. Eylül 2011 sonu itibariyle 768 bin kişi tüketici kredisi, 1 milyon 430 bin kişi de kredi kartı borcunu ödeyemediği için bankaların takibindeydi. Bir diğer kaynağa göre Şubat 2012 itibariyle, kredi kartıyla geçinmek zorunda kalan 6 milyondan fazla yurttaşımızın dosyası icra takibinde?
Osmaniye?de 2011 yılı sonu verilerine göre aktif olarak 73.111 kişi yeşil kart sahibi, pasif yeşil kartlıların sayısı ise 115.691 kişi. Sadece bu durum Osmaniye ekonomisinin ve halkının yaşam standardının basit bir göstergesi. Bu rakamlara başka kurumlardan yardım alan rakamlar girdiğinde nerdeyse toplam nüfusun üçte birinin ekonomik anlamda zor şartlarda yaşadığı söylenebilir.
Bu yazılanları okuyunca bazı okurlarımız neden hep bardağın dolu tarafını değilde boş tarafını gördüğümüzü söyleyebilirler. Hatta ?Borç yiğidin kamçısıdır? diyerek bunun kötü bir durum olmadığını da iddia edebilirler. Fakat şunu unutmamak gerek fazla kamçı yiğit öldürür. Bardağın sadece 3?te biri dolu gerisi boş ise kendimizi kandırarak polyannacılık oynamak bizi ekonomik olarak daha iyi hale getirmez.
Maalesef toplum bu verilere bakınca ekonomik anlamda köleleştirilmiş durumda. Aslında bu bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin hemen hemen tamamında kapitalist sistemin temel argümanı.Borçlandır ve istediğin gibi yönet.Ekonomik sistem (özellikle bankacılık ve finans) yabancıların kontrolünde olduğu müddetçe bu döngüden kurtulmak çok kolay olmayacaktır. Finansçıların bir duası var ?Allah vergi diliminizi artırsın? . Ne diyelim: Amin.




