Prof. Dr. Mustafa Fedai Çavuş


Eleştirmek-Eleştirilmek


Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalık meydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, haktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş. Öğrenci bir kaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin çarpı işaretleri ile dopdolu olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasına gitmiş. Usta ressam öğrencisine, üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez resmin yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını ve yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmelerini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.

Usta ressam, öğrencisine şöyle demiş; ?İlkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağnağı ile karşılaşabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanla dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi. Emeğinin karşılığını, senin ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma.?

Bu hikayeyi neden buraya aktardım? Aslında köşe yazısı yazmayı çok fazla düşünmemiştim. Fakat her Müslüman Türk evladı gibi milletin-vatanın geleceği ile ilgili birçok şeyin söylendiği ve konuşulduğu bir ortamda daha ne kadar sessiz kalabilirdim? Yaşadığım ortamda yanlış olduğunu gördüğüm ve düzeltilmesi için neler yapılabilir sorusuna verecek cevaplarımın olduğunu bilerek ne kadar durabilirdim? Kardeşimin şehadeti belki de bardağı taşıran son damla oldu. Ve arkasından beğenmediğimiz veya gözden kaçmaması gerektiğini düşündüğümüz konular üzerinde bazı şeyler yazmaya çalıştık.

Yazdıklarımız, bazıları tarafında beğenildi bazılarınca beğenilmedi. Bundan daha doğal bir şey olamazdı. Bazen biz yazarken kantarın topuzunu kaçırdık bazen de bizleri eleştirenler. Ama hikayede olduğu gibi önemli olan eleştiri yapanların niteliği ve niyeti.

Eleştiri, herhangi bir kişiyi, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlışlarını dile getirerek göstermek amacıyla yapılan faaliyet, tenkit. Bu faaliyetin gerçekleşebilmesi için gereken şey eleştiri yapılan şeyle ilgili doğru bilgiye sahip olmak.  İnsanlara olumsuz şekilde değerlendirmelerde bulunmak çok kolaydır. Eleştiride şu soruya doğru cevap vermek gerekir. ?Yaptığım eleştiri benim bildiklerimin bir sonucu mu, yoksa başkalarının düşünceleri mi??

Televizyondaki reklamların birinde şöyle bir slogan vardı: ?Kirlenmek güzeldir?. Bu slogana hernekadar katılmasam da bizim içinde geçerli olan ?Eleştirilmek güzeldir?. Tabiki yapılan eleştiri hamasi değil bilinçli, bilgili ve yapıcı olmak kaydıyla. Eleştirmek kolay ama birşeyler ortaya koymak zordur. Yıkmak, yaralamak için eleştirmek aciz ve beceriksiz insanların işidir.

Türk-İslam düşünürü Yunus Emre?nin dediği gibi.

İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir.Sen kendini bilmezsen, Bu nice okumaktır. 

  • Salı 12.2 ° / 5.2 ° Güneşli
  • Çarşamba 13.2 ° / 5.4 ° Güneşli
  • Perşembe 13.3 ° / 4.8 ° Güneşli