Merhaba sevgili okurlar,Herkesi eleştirdiğimiz gibi bazen öz eleştiri yapıp, mesleğimizin içine sızan, gereksiz, yalaka ve gazeteciligin g?sini bile bilmeyen insanları eleştiriyorum.Benim gerçek gazetecilere hiçbir lafım olamaz. Mesleğin ağırlığını bilip, işini adam gibi icra edenin başımın üstünde yeri vardır. Gazeteciliğe yeni adım atıp, medya mensubu olabilmek için mücadele eden, genç namuslu arkadaşlarıma da her zaman sevgim saygım olduğunu unutmasınlar.23 yıldan bu yana gazeteciliğin içindeyim. Hem de adam gibi gazetecilik yapıyorum. Babamın bile pisliği olsa hiç çekinmeden yazıyorum. Gazetemin üzerine "yazılamayanları yazmak bizim işimiz" sloganını da bunun için yazdım. Çünkü ben yalaka değilim. Satılık, sahtekarın biri de hiç değilim. Kimseye diyet borcum yok. Tüm yazılarımı hür irademle yazıyorum. Boğazımdan geçen her lokmada helaldir. Allah boğazımdan haram lokmada geçirmesin. Ben 23 yılda 230 yıllık servete sahip olmuş biri de değilim. Her okurum bana gelip ekonomik konumum ile ilgili sorgulama yapabilir. Eğer hesabımı 5 dakikada veremezsem, bana her şeyi söyleyip defterden de silebilir. Bugünlerde gazeteci bozuntuları Osmaniye?de ödül satış yeri kurmuş önüne gelen herkesten parayı alıp, altın adam ödülü veriyorlar. Yani sizde ne olursanız olun, parayı bastırın altın adam olun.Tabi gazeteci bozuntularından aldığınız ödül sizi altın yaparsa. Bana o insanlar altın ödülü vermeye kalksa, kabul etmem, almaya utanır hemen ben durumlarımı gözden geçiririm.Aceba nerede yanlış yapıyorum diye araştırırım.Böyle utanmazlık, arlanmazlık Osmaniye basın tarihinde hiç görülmemişti. Başka hastalıklar vardı ama, ödül satma hastalığı yoktu. Bu hastalıkta gazeteci bozuntularına bulaştı. Gazeteci bozuntularının amacı para kazanmak olduğundan gözleri bir şeyi görmüyor. Çünkü yaptığı işin bilincinde olmadığından gazeteciliği de bir ticarethane gibi görüyor. Hadi onlar ödül satmanın derdinde. Ya o ödülleri para ile alanlara ne demeli. Her insan ödül almak, taltif edilmek ister. Yalnız bunun da bir ölçüsü var. Ödül satılmaya gelindiğinde insan şöyle bir kendini yoklar ?ben bu ödülü hak ediyor muyum, yarın millet benim arkamdan ne der? diye düşünür. Ödül satanın gözü paradan başka bir şey görmüyor. Deli Hayrettin bile parayı bastırsa Osmaniye?nin altın delisi diye ona da ödül verirler. Ayıp.. Hem de çok ayıp. Hemen diyeceksiniz ki, Osmaniye?de hiç altın adam yok mu? Var, yok demiyorum. Ama oda 10 kişiyi geçmez. Gelelim bir diğer konuya. 23 yıldan bu yana basın dünyasının içindeyim. Gazeteme abone yapmak veya reklam almak için hiç bayan çalıştırmadım. Bayanların çalışmasına karşı da değilim. Ama, Osmaniye?de gazete abone ve reklam işlerinde bayan çalıştırıldığı zaman çok farklı yorumlanıyor. Bazı utanmaz gazeteci bozuntuları bunu da hastalık haline getirdi ve yanına özellikle bayan eleman alarak, hem onları çalıştırıp hakkını vermiyorlar, hem de kadınlığını kullandırarak gazetesine abone reklam toplattırıyorlar.Bu gazeteci bozuntuları ile ilgili bundan böyle mücadele mi daha farklı sürdüreceğim. Şimdiden haberiniz olsun. Geçtiğimiz günlerde internette dolaşırken, Gökkuşagı Gazetesi?nde yazan Hacer Akkoç isimli kardeşimin yazısını okudum, itiraf edeyim çok hoşuma gitti. Gerçekten çok güzel bir üslupla yazılmış. Bravo sana, helal olsun. Hemen kendi kendime demek ki, Osmaniye?de de iyi gazeteciler yetişmeye başlamış dedim.Biliyorsunuz Gökkuşağı Gazetesi?nin bazı yazarları internet ortamında başkasının yazılarını kopyalayarak kendi yazısı gibi göstermekle sabıkalı.Bu kardeşimin yazsının bir paragrafını kopyaladım ve test için arama motoru google.com yapıştırdım, ne göreyim bu yazı da çalıntı. Hem de rahmetli Alparslan Türkeş?in Ülkü Ocakları Genel Merkezi?nin sitesinde yazdığı yazı. Yazının sadece en alttaki paragrafı alınmamış. Diğer bölümü noktası virgülüne kadar aynı.Haccer Akkoç kardeşim, bu işi senin yaptığına inanmıyorum. O yazıyı oradan kopyalayıp senin yazınmış gibi koyan adamı uyar. Senin tertemiz duygularını kötü emellerine alet etmesin. Yazı çalmak suçtur. Hele hele ebediyete intikal etmiş rahmetli Başbuğu?un yazısını çalarak senin köşenin altına koyup senin yazın gibi göstermesi de kabul edilebilir bir davranış değildir. Önümüzdeki günlerde başka çalıntı köşe yazılarını da afişe edeceğim Allahım iyi ki mesleğin son yıllarına geldim.
