Her hangi bir eşyanın, gayrimenkulün ikinci eli olduğunu biliyoruz ? İkinci el? deyince elden düşme, ilk el tarafından kullanılmış olan şey geliyor insanın aklına. Kullanılan ne olursa olsun eski olarak değerlendirilir. Yeni her zaman rağbet görür, önemlidir. Nerede yaşarsanız yaşayın, sağınıza solunuza baktığınızda neyin yeni neyin ikinci el olduğunu anlarsınız. Bu arada aldanmamak da gerekir. Öyle ikinci eller var ki, yenisinden ayırt edemezsiniz. Hatta kendi kesenize göre; sizin için ikinci el yeniden daha değerli de olabilir. Politikacının ikinci elini ayırt etmek oldukça zordur. Ama halkımız ikinci el politikacıları bütün zorluklara rağmen görür görmez tanırlar. Mensubu oldukları partiyi ifade edemezler. Tanımlayamazlar. Net bir dünya görüşleri olmaz, yoktur. Kendileri olmazlarsa, üye oldukları partinin sonu gelecekmiş gibi düşünürler. Farklı anlayış ve düşüncelere kapalıdırlar. Aykırı düşüncelere ya da kendileri gibi düşünmeyenlere, kendi saflarında olmayanlara hoş görü ile bakma yetenekleri yoktur. Aslında, ikinci el politikacılar diktatör ruhludurlar. İkinci el politikacılar, yaratıcı ve yenilikçi de olamazlar, olamıyorlar. ?Ebemin dediği? diyerek giderler. Anlayışları bu. Maalesef ülkemiz ve siyasi partilerimiz, masum görünen adaletli yönetme karakterinden uzak ikinci el politikacılar tarafından yönetilmektedir. Belediyelerimiz ikinci el politikacılar tarafından yönetildiğinden dolayı, Belediye başkanları şişe suyu içiyor, halk ise, çeşme suyuna devam. Ülkemizin yönetimine talip olan başbakan adayı ve kadrolarının ülke sorunlarını çözecek açık bir önerileri olmuyor. Siyasi partilerimizin başkanlıklarına talip olan insanların, partilerini nasıl başarılı yapacaklarına dair bir tespitleri bulunmuyor. Şurası açık olarak bilinmeli ki, politikacı halka örnek ve önder olmalı. Bizim politikacılarımız neden halkın önünde olamıyorlar? İkinci el politikacılar siyaset sahnesinden çekilsinler göreceksiniz ülkemiz ve siyasi partilerimiz nasıl çağdaş ve demokratik bir yönetime kavuşacak?
