29 Mart 2009 tarihinde yapılacak olan yerel seçimler yaklaştıkça,demokrasimize yakışmayan uygulamalar, yardım adı altında çirkinleşerek devam ediyor. Ulusal, görsel ve yazılı medyamızdan bilgilendiğimiz, Tunceli?de beyaz eşya dağıtımı vatandaşlarımızın ilgisini-tepkisini çekmiştir. Yerel seçimlere elli gün gibi kısa bir süre kala Tunceli ilimize piyango vurmuş gibi beyaz eşya(buzdolabı,çamaşır, bulaşık makinası, televizyon) ve mobilya dağıtımı neyin nesi? Devletimizin yurttaşlarını düşünmesi doğru olanıdır. Ama seçimler yaklaşırken, yapılan yardımlar seçim rüşveti olarak algılanır. Seçmenlere, farklı şekillerde, açık yada gizli yöntemlerle seçim yardımları yapıldığını biliyoruz. Açıkça seçimi hedefleyen beyaz eşya ve mobilya dağıtımı insanlarımıza bir yardım değil, demokrasimize hakarettir. Sosyal devlet anlayışında, vatandaşına sahip çıkmak vardır, aç olanı doyurmak da vardır. Bu sosyal devletin asli görevidir. AKP?nin yönetim anlayışında, sosyal devletin, insanları öldürmeyecek kadar yaşatması ve doyurması vardır. Buna karşılık AKP amaçladığı İslami burjuvaziyi yaratmıştır. Sosyal devlet, yurttaşlarının onurunu koruyarak, birey haklarını ön planda tutarak vatandaşlarını iş sahibi yapmayı da sağlamalıdır. Sadece muhtarların tespit ettikleri (istedikleri) insanlara kömür, gıda yardımı sosyal devlet anlayışı değildir. Devlet yurttaşlarına bu yardımları yapmalıdır. Önceki hükümetlerin bunları yapmaması, AKP?nin alternatifsiz olduğunu göstermemelidir. Bizim demokrasi anlayışımız alternatifsizliği reddeder. Diktatörler ve imparatorlar alternatifsiz olurlar. CHP?nin ve MHP?nin halkımıza vereceği yeni mesajlar bu seçimde, her zamankinden daha da önemli olacaktır. AKP?ye oy veren seçmenlerimizin büyük bir kesiminin AKP ile kan uyuşmazlıkları vardır. AKP iktidarının kendi tabanını oluşturma çabalarının olduğunu görüyoruz. Hiçbir kurum, toplumun herhangi bir kesimi AKP?nin arka bahçesi değildir, olmamalıdır. İnsanların yoksullukları, ırkları, inançları ve mezhepleri siyasi partilerce propaganda sermayesi yapılmamalıdır. Her siyasi partinin, toplumun her katmanından seçmenlerinin olması doğaldır. İnsanlarımızı bölmeye, farklılaştırmaya hiçbir siyasi partinin hakkı yoktur. Ülkemizin farklı bölgelerinde, seçim birimlerinde insanlarımızın inançlarını sömürebilmek adına şıh ve şeyhlerin oy avcılığı yapmak için doğu illerimizden getirildiklerini biliyoruz. Daha önceleri bu tür olaylara şahit olduk. Seçmenler, yaşadıkları beldeyi en iyi bilen insanlardır. Dışarıdan bir günlüğüne gelen, sözde şıh ve şeyhler o bölgeyi ve diğer adayları ne kadar tanıyabilirler?




