Yazımı yazmaya tam hazırlanırken telefonum çaldı. Aslında benim telefonum bir aramaya çalmazdı. Eski telefonlardan?Bastım ?Yes?e?Mustafa Şen.Mustafa kısa yoldan söze başladı.-Ne yapıyorsun kardaş? (Ne yazacağımı bilmeden)-Yazını değiştir kardaş.-Hayrola? Dedim.-Bugün Levent Dereli?nin ölüm yıldönümü. Dedi.Yazacağım yazının konusu ne olursa olsun, Mustafa benim olmaz diyemeyeceğim bir insan. Mustafa Şen Osmaniye Kadastro Müdürlüğünde genç bir mühendis. Başarılı, güvenilir ve yetenekli bir genç.Tarih 2009 Ocak ayının 11?ini gösteriyordu. O gün çok soğuktu. (mevsimlerde puştlaştı ya!)?Acı haber tez duyulur? derler ya?Osmaniye sokaklarında denizde birkaç kişinin kaybolmasının lafları dolaşıyordu. Denize gidenler dört yakın arkadaştılar. Hatta ikisi kardeştiler. Yılmaz ve Temel Ayten. Serdar Kılıç ve Levent Dereli.Bir gün sonra Osmaniye?ye cesetleri getirildi, deniz faciasında can veren güzel insanların.Dördünü de tanırım. Gerçekten güzel insanlardı. Allah rahmet eylesin! Üzüldük?Osmaniye o gün yürekten çocuklarına ağladı.Aradan bir yıl geçti, dün gibi.Eşleri, dostları Levent Dereli?yi, Serdar Kılıç?ı, Yılmaz ve Temel Ayten Kardeşleri unutmamışlardı.Mustafa Şen?in 12 Ocak?ta mezarlıktan beni araması çok duygulandırdı. Demek ki; Bu dünyada daha kadir kıymet bilen dostlar da varmış. Mustafa, iyiler her zaman değerlidir, bir dönem görülmemiş olsalar da.Mezarlıkta ?Anma? programı vardı, deniz şehitleri için. Vefa, hatır, gönül bilir dostluk ilişkilerini unutmayan insanlara aşk olsun?Mustafa Şen sana da aşk olsun.Bu yazıyı yazmama vesile olduğun için sana teşekkür ediyorum kardeşim.Ölen kardeşlerimize tekrar Allah?tan rahmet diliyorum.Yeter ki, Mustafa?lar unutmasın. Anılmak, hatırlanmak, unutulmamak dostlarının gönlünde yaşamak güzel şey olsa gerek?




