Suya sabuna dokunmadan yazmakta var. Birileri rahatsız olacak diye gözle görülen düşündürücü gerçekleri yazmayalım mı? Düşüncelerimizi okuyucularımızla, kamuoyuyla paylaşmayalım mı? ?AKP?li Belediyelerden kurtulmanın yolları? başlıklı yazımdan dolayı telefonla, ismini vermeden beni arayan biri ?sen ne vicdansız adamsın, yapılanları görmüyor musun, AKP kadar başına taş düşsün v.s.? dedi. Telefonu kapattı. İsmini vermeyen beni de hiç sevmediğini söyleyen bu okuyucumuza teşekkür ediyorum. En azından taraftarı olduğum partiyi savundu. Sosyal Hizmetler Neredeydi? Sosyal hizmetlerden faydalanan insanlarımızda bu ülkenin birer onurlu insanlarıdır. Ülkemizin ekonomik yükünü sırtında taşıyan, ihtiyaç sahibi insanlarımız bu vakıfa müracaat ediyorlar, yetkililer gerekli çalışmayı, incelemeyi yaptıktan sonra müracaat sahibine gerekli yardımı yapıyorlar. Birde bu vakıfların yolunu dahi bilmeyen yoksul, ihtiyaç sahibi insanlarımız var. Sosyal hizmetler sadece kendilerine müracaat edenlere yardımcı olmakla (Kömür, Gıda, Para) görevini yapmış olmazlar. Osmaniye?de Rüştü Bahçivan isimli yurttaşımız donarak öldü. Rüştü?yü Osmaniye?de hemen hemen herkes tanır. Sırtındaki battaniyeye sarılır yaz kış öyle gezerdi. Nerde akşam olursa battaniyesi sırtında orada uyurdu. Kimseyi küçümsemeyeceğiz. O da böyle bir insandı. Allah rahmet eylesin! Onun durumunda (toplumun değimiyle kafayı yemiş) sokaklarda yaşayan bir çok insan var. İşte sosyal yardımlaşmaya iş. Bu gariban çaresiz insanları arayın bulun. Bizler sobalarımızın başında otururken, bu zavallı insanlarımızı düşünüyor muyuz? Sağlık sorunları olabilir. Psikolojik sorunları olabilir. Onlar ?deli? de olsalar bizim insanlarımız. Sosyal Devlet anlayışı, sadece müracaat edenlere yardımcı olmak demek değildir. İnanıyorum ki, Rüştü Bahçivan müracaatını yapsaydı, her şeye rağmen devletimiz ona kucak açacaktı. Beklide onu durumuna göre bir hastaneye gönderecekti. Şu çağda Osmaniye?de sokakta bir insan donarak öldü. Sorumlu kim? Hiç kimse soğuktan ve açlıktan ölmesin. Herkesin yiyecek bir ekmeği olsun, karnı doysun. Sıcak bir yuvası olsun. Küçücük devlet yardımlarına bile siyaseti bulaştırmayalım. Kapımıza gelmişse, hiç önemli değil kim olursa olsun gerekeni yapalım, boş çevirmeyelim. Devletin kapısına gelen kim olursa olsun, bu ülkenin yurttaşıysa, bir yardıma ihtiyaç duyup gelmişse, istekleri makul bir şekilde karşılanmalı. Devlete müracaatları yok diye insanlar sokakta ölüme terk edilmemeli.




