Merhaba çok kıymetli okuyucularımız,
Osmaniye’mizin tanıtımı için çaba gösteren herkese gönülden teşekkür ederek başlamak istiyorum. Herkes kendi imkânları doğrultusunda bu kente bir şeyler katmaya çalışıyor. Fakat ne yazık ki hâlâ gözden kaçan çok temel bir gerçek var: Osmaniye, Osmaniye’de tanıtılamaz.
Evet, yanlış duymadınız. Osmaniye, kendi içinde tanıtılamaz. Çünkü tanıtım dediğimiz şey, hedef kitleye ulaşmakla ilgilidir. Osmaniye’de Osmaniye’yi anlatmak, suya yazı yazmak gibidir. Oysa mesele, bu kenti dışarıya anlatabilmekte; İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e, Antalya’ya… Yani Türkiye’nin dört bir yanına ve hatta dünyaya Osmaniye’nin adını duyurabilmekte.
Halbuki Osmaniye, tarihi ve doğal güzellikleriyle, kültürel zenginliğiyle Türkiye’nin en özel vilayetlerinden biridir. Ancak buna rağmen, ne yerli ne de yabancı turistten hak ettiği ilgiyi görebiliyor. Şehir, turizm potansiyelinin çok ama çok gerisindedir. Altınla kaplı bir şehir bile olsanız, tanıtılmadıkça cazibe merkezi olamazsınız. Tanıtım, bu işin temel taşıdır.
Osmaniye’yi Tanıtma Derneği olarak geçmişte İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi büyük şehirlerde, imkânlarımız ölçüsünde tanıtım günleri düzenledik. Belki görkemli organizasyonlar değildi ama yürekten, samimi ve özveriliydi. Ancak ne yazık ki bu tür tanıtımlar oldukça masraflı işler ve sürdürülebilirliği sağlamak kolay olmuyor. Maddi destek bulamayınca biz de bu çalışmaları sürdürmekte zorlandık.
Osmaniye ne yazık ki böyle bir şehir… Birisi kalkıp kente fayda sağlayacak bir adım atmaya kalksa, hemen karşısına engeller dikilir. “Osmaniye tanınmasın da biz bildiğimiz gibi yaşamaya devam edelim” mantığı hâkim. Bugün Osmaniye hâlâ tanınmıyorsa, bunun sorumluluğu dışarıdaki illerdeki insanların değil, bizzat bizimdir. Hepimizindir.
Kusura bakmayın ama bazı çevrelerin anlayışı hâlâ şu: “Az olsun, benim olsun.” Oysa biz Osmaniye’yi dışarıya açmalı, tanıtımına yatırım yapmalı, birlikte hareket etmeliyiz. Turizmden pay almak istiyorsak, bacasız sanayiden ekmek yemek istiyorsak başka çaremiz yok.
Düşünün… Osmaniye’nin gezilip görülecek, keşfedilecek ne kadar güzel yeri var. Ama bırakın turisti, komşu illerden bile kimse uğramıyor. Çünkü Osmaniye’nin adını duyan yok. Duyan da içini bilmiyor. Bu bizim eksikliğimiz, bizim kusurumuz.
Buradan bir kez daha sesleniyorum: Osmaniye, Osmaniye’de tanıtılamaz!
Eğer gerçekten bu kente gönül vermişsek, tanıtım için kolları sıvamalı ve dışarıya açılmalıyız. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Adana’da, Kayseri’de Osmaniye günleri düzenlemeliyiz.
Ancak o zaman bu şehrin kıymeti anlaşılır. Tanıtımı biz yaparız, meyvesini hep birlikte yeriz.
Sevgiyle, umutla…




