Merhaba kıymetli okuyucularımız,
Osmaniye’de artık kronikleşmiş bir sorun olarak karşımıza çıkan trafik sorunu her geçen gün daha da büyüyor. Parkomat sistemi görevlilerinin yeterince hassas çalışma yapmaması sürücüleri daha da cesaretlendiriyor ve bir caddeye arabasını bırakan esnaflar akşama kadar aracını bulunduğu yerde bırakıyor. Kimse de gelip ne park ücreti fişi kesiyor, ne de aracını buradan kaldır demiyor.
Osmaniye son yıllarda büyüyor, gelişiyor, genişliyor… Ancak bu büyümenin gölgesinde, şehir hayatını her gün biraz daha zorlaştıran ciddi bir sorun giderek görünür hale geliyor: otopark meselesi. Sokaklarımız artık birer açık otopark, kaldırımlar ise araçların işgali altında. Kentin hareket kabiliyeti sıkışıyor, yaya güvenliği azalıyor, ticaret bölgelerinde erişilebilirlik kayboluyor.
Aslında mesele sadece “park edecek yer bulamamak” değil. Sorun, planlama eksikliğinden beslenen yapısal bir kriz. Yeni yapılan binaların bir kısmında otopark zorunluluğu kağıt üzerinde var, sahada yok. Esnaf bölgelerinde otopark kapasitesi mevcut talebin çok altında. Araç sayısı artıyor ancak şehrin park altyapısı aynı noktada sayıyor. Bu tablo ister istemez günlük yaşamı kilitleyen bir trafiğe dönüşüyor.
Osmaniye’nin en işlek caddelerinde sabah ve akşam saatlerinde yaşanan tablo, artık kronikleşmiş bir rahatsızlığın belirtisidir. Kaldırıma park eden araç yüzünden yola inmek zorunda kalan yayalar, çift sıra park eden arabaların sıkıştırdığı sürücüler, sokaklardan zorla geçen ambulanslar… Bu durum sadece bir şehirleşme sorunu değil, bir güvenlik sorunu hâline gelmiş durumdadır.
Oysa çözüm mümkün. Katlı otopark projeleri uzun süredir konuşuluyor ancak şehir merkezinin ihtiyacını karşılayacak ölçekte somut adımlar atılamıyor. Mahalle bazlı küçük ölçekli otopark alanları ve merkezde trafik akışını rahatlatacak modern çözümler artık ertelenemez bir zorunluluk. Ayrıca zabıta ve trafik ekiplerinin kaldırım işgallerine karşı daha kararlı bir denetimi, şehrin nefes alması için kritik önem taşıyor.
Osmaniye, potansiyeli yüksek bir kent… Deprem sonrası yeniden ayağa kalkmaya çalışan bu şehir, doğru planlamayla modern ve düzenli bir yapıya kavuşabilir. Ancak trafik ve otopark sorunu çözülmeden hiçbir şehirleşme hamlesi tam anlamıyla başarıya ulaşmaz.
Kısacası, mesele araç park etmek değil; Osmaniye’nin geleceğini düzenlemek. Bu kentin her köşesinde yaşayan herkes, planlı, güvenli ve erişilebilir bir şehir yaşamını fazlasıyla hak ediyor.
