Ülkemiz oldukça çalkantılı bir dönemden geçiyor. Yeni anayasaya odaklanan hükümet yetkililerinin gözleri bir şey görmüyor. Ülke kimin umurun da . O kadar ustaca politikalar üretiyorlar ki? Muhalefetsiz bir iktidar olduklarını her defasında korkusuzca beyan ediyorlar. Oysa mecliste muhalefet var, onu yok sayıyorlar. Muhalefeti halkın gözünden düşürmek için bir taktik olsa gerek. Kamuoyunda muhalefet var, onu da görmemezlikten geliyorlar. Önemsemiyorlar. Demokrasiye hakaret ettiklerini kendileri de biliyorlar. Muhalefet etkisiz olabilir. Ama meşru zeminde, parlamentoda CHP gerekli muhalefeti yapıyor. Ne olduysa? MHP türban konusun da AKP ile birlikte adım attı. Daha önce de Cumhur Başkanlığı konusunda hükümete Cumhur Başkanı adayını dahi sormadan karşılıksız destek vermişti. Bu günkü olumsuzlukların AKP ile birlikte MHP de sorumlusu haline gelmiştir. CHP muhalefetteki duruşunu bozmadı. Ama yeterli değil. MHP parlamentoda AKP?ye destek vermekle hata etmiştir. Neden? Muhafazakâr seçmenin oylarından alabilmek için izlenen MHP politikası hedefine ulaşmaz. Muhafazakâr siyaset kalesinde AKP var. MHP ise milliyetçi kalesini korumalıdır. Aksi halde milliyetçi seçmen de AKP?ye kayabilir. Değirmendeki bulgura giderken evdeki undan olmak da var işin sonunda. CHP?de halkçı, cumhuriyetçi, demokratik laik sosyal hukuk kalesini korumalıdır. Hiçbir siyasi parti kendi çizgisinin dışında koşturarak başarıya ulaşamaz. Ülkemizin sosyal durumuna göre yeni politikalar üretilebilir. Özellikle CHP, en kısa süre içerisinde, ilk genel kurultayında (Genel Başkanlık Seçiminde) Türkiye?ye yeni umutlar vererek, yeni hedefler göstererek kendi içerisinde gerekli değişikliği, yeniliği mutlaka yapmalıdır. Halkla kucaklaşmanın yeni yollarını keşfetmelidir. Seçkinlerin siyaset yaptığı bir siyasi kurum olmaktan çıkarılmalıdır. Koltuk hırslarıyla bu ülkeye zarar vermeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu dönemde CHP?ye daha çok ihtiyaç duyulduğu CHP yöneticilerince bilinmelidir. Küçük hesaplardan uzaklaşılmalıdır. CHP genel başkanlık kavgalarından uzaklaşsın sonuca nasıl gidilir görülecektir. Ayak seslerini duyuyor musunuz? Din tüccarları siyaset pazarına inmişler. İslam dinini, az bilen, bilmeyen ama siyasetin bir ucunda bulunan istismarcılar tam gaz koşuyorlar. Kutsal dinimiz hakkında cahillere yorum yapma hakkı vermeyelim. Bu ülke bizim. Bu devlet bizim. Bu halk bizim.
