İş yerlerinde, mahallelerde, kahvelerde üç kişinin bir araya geldiği her yerde siyaset konuşulur bizim toplumumuzda. Son günlerde Suriye ile ilgili değerlendirmeler barut, acı ve ölüm kokuyor.
Savaş beklentileri; savaşa hazırlama ve psikolojik çalışmalardır. Halk alıştıra alıştıra savaşa hazırlandırılıyor.
?Savaşa hayır? demek, korkaklık olarak değerlendirilmemeli. Savaşa hayır diyenler, ciddi hayati bir tehdit karşısında (ki Allah göstermesin) cepheye önde gidecek olanlardır.
Savaş ne için yapılır?
Ulusumuz, hayati bir tehditle karşılaşırsa, ülkemize karşı yaşamsal ve onursal bir tehdit varsa, toprağımıza ve devletimize karşı tecavüzkar saldırılar yapılıyorsa v.s. savaş bir görevdir, kaçınılmazdır. Türk milletinin hedefi: ?Yurtta sulh, cihanda sulhtur?. Savaş en son çaredir. Tarih de Türk milletinin yaptığı son savaş Kurtuluş Savaşıdır. Bizler yetmiş beş milyonluk Türkiye Cumhuriyetinin yurttaşları olarak Kurtuluş Savaşını bizlere özümseten, tarihle, hikayeler ve destanlarla büyüdük. Savaşın ne demek olduğunu biliyoruz.
Savaşta kim kazanır?
Savaşanlar ( her iki tarafta) cephede ölürler öldürürler, ama asla kazanamazlar. Kazananlar, her zaman cephe gerisinde savaştıranlar olur. Onlar kazanır. Tarih de vefasızlaşır o zaman, cephede savaşanların yerine geri plandaki sözde kahramanları yazar.
Emperyalistleri yazar, onların iş birlikçilerini yazar.
Orta Doğu da Türkiye Cumhuriyetinin Suriye ile savaşa bu kadar yakın olmasına hiç gerek yoktu. Ama sömürgeci güçler Türkiye?nin savaşmasını istiyorlar. Yaşanan hiçbir olay tesadüf değil, bir projenin eseridir. Projeyi yazan kuşkusuz Emperyalist güçlerdir.
Emperyalizm Irak?a girdi hem de kanunsuzca bir gece vakti tanklarıyla, toplarıyla bir eşkıya gibi. Onlar kanun tanımazlar, ne yapacaklarına karar verip ona göre kanun çıkartılmasını sağlarlar. Onlar için bir gerçek var, sömürmek, yoksul halkların sırtından geçinmek. Onlar için milyonlarca insan ölmüş, (inançları ve dilleri) hiç önemli değil.
Türkiye Cumhuriyetinin siyasi yöneticileri uyanık olmalı, düşündüklerini bir daha gözden geçirmelidir. Emperyalizmin hedefi; son yüzyılın büyük projesi Türkiye Cumhuriyeti ile görülecek bir hesaplarının olduğunu düşünmeleridir. Kimi zaman etnik yapıları, kimi zaman da dini ayrıcalıkları ortaya koyuyorlar. Amaçları belli; Türkiye Cumhuriyetini bölmek, parçalamak ve bölgedeki etkinliğini yok etmek.
Emperyalizm acımasız, kinci. Müslüman ülkeleri kendi içlerinde birbirine düşürüyorlar, savaştırıyorlar. Öldürende ?Allah-u Ekber ? diyor, ölen de? Bir düşünmek lazım kim inançlı, kim haklı?
Emperyalizm her ülkede kendisi ile birlikte çalışacak iş birlikçiler bulur, siyasi, ekonomik ve kültürel iş birliğine girişir, geçici zenginler yaratır, daha da ötesi kendi gelecekteki projeleri için yeni siyasi partiler de kurar, kurdurur. Her türlü sosyal, kültürel ve dini kılığa girerler; bazen sarıklı, bazen de papaz elbisesi ile de görülebilirler?
Türk milleti! Uyanık ol. Sen benzeri bir daha yazılamayacak destanlar yazdın. Sen İstiklal Marşımızı yazdın.




