Merhaba çok kıymetli okuyucularımız,
Bir süredir kamuoyunda çeşitli meslek odalarıyla ilgili eleştiriler gündemdedir. Meğerse benzer bir durum sendikalarda da yaşanıyormuş. Dün bir dost meclisinde oturuyoruz. Laf döndü dolaştı sendikalara geldi. Ben de, “Bu sendika başkanları neden 20 yıldır görevde kalır, hiç mi bırakmayı düşünmezler?” diye sordum. Hemen oradan biri, “İşleri sağlam. Ciddi maaş alıyorlar, tüm harcamalarını da sendikanın üzerine yazıyorlar” diye cevap verdi.
Allah var, bu durumun bu kadar ileri boyutta olduğunu ben bilmiyordum. Meğer devlet, her sendika üyesi memur için sendikaya aylık 500 TL ödeme yapıyormuş. Bunun yarısı genel merkeze, diğer yarısı ise il şubesine aktarılıyormuş. Hal böyle olunca, bu tür gelir getiren bir koltuk kolay kolay bırakılır mı? Elbette bırakılmaz. Millet geçim derdiyle boğuşurken, bazı sendika başkanları adeta bir holding patronu gibi yaşam sürüyor.
Şunu da açıkça belirteyim: Ne bir sendikayla bağım var ne de bir makamda gözüm. Ancak şuna inanıyorum; her işin bir vakti vardır ve zamanı geldiğinde onurla bırakmak gerekir. Osmaniye’deki birçok sendika başkanının yıllardır koltuğu bırakmaması, hatta bazıları emekli olmasına rağmen hala görevde kalması düşündürücü değil mi?
Daha da vahimi, bu başkanlar sadece iyi maaşlarla yetinmiyor, kurum içi atamalarda da etkin rol oynuyorlar. İstedikleri kişiyi müdür yapabiliyor, tercihleriyle kurumların iç yapısını belirleyebiliyorlar. Yani bir nevi hem yöneten hem de yönlendiren konumundalar. Bu kadar yetki, bu kadar güç fazlasıyla tehlikelidir.
Buradan bir çağrı yapmak istiyorum: Lütfen artık kenara çekilin. Bu görevleri yeni isimlere, taze kana bırakın. Belki yerinize gelenler “kral” gibi yaşamayı değil, sade bir kamu görevlisi gibi hareket etmeyi tercih eder. İnsanların artık adaletli, vicdanlı, sorumluluk bilinci yüksek temsilcilere ihtiyacı var.
Hükümete de buradan bir çağrım var. Nasıl ki sizler için görev süresi ve dönem kısıtlaması uygulanıyor, aynısı sendikalar için de geçerli olmalıdır. Bir kişinin aynı sendikada iki dönemden fazla başkanlık yapması yasaklanmalıdır. Bu ülkenin, bu düzenlemeye gerçekten ihtiyacı var. Çünkü kimse, görev aldığı sivil toplum kuruluşunu kendi mülküymüş gibi görmemelidir. Koltuğu vakti geldiğinde devretmeyi bilmelidir.




