Millet olmanın temelinde ortak milli bilinç yer almaktadır.
Ortak bilincin oluşmasında milleti oluşturan insanların ortak sevinçleri ve hüzünleri önemli birer faktördür.
Türk milletinin geçmişine baktığımızda hem kendi, hem de diğer milletlerin tarihi sürecinde önemli izler bırakan olayların merkezinde olduğunu görmek mümkündür.Prof. Fritz Neumark’ın dediği gibi“Tarihten Türkler çıkarılırsa, ortada tarih diye birşey kalmaz”.Diğer bir ifade ile tarih Türklerin yaptıklarını yazılmasıdır
Türklük bilinci, Türk ahlakı ve Türk töresi çerçevesinde ve Tanrı’nın kut verdiği yöneticiler eliyle kazanılan ruh, Türkleri tarihin en önemli aktörü kılmış ve dünya tarihine yön verecek kudreti onlara bahşetmiştir.
Bu ruhtan beslenen milletin içinden tarihe adını altın harflerle yazdıran liderler ve kazanılan zaferler ortaya çıkmıştır.
Ağustos ayı 1071 Malazgirt baştaolmak üzere, 1473 Otlukbeli, 1514 Çaldıran, 1516 Mercidabık, 1521 Belgrad’ın Fethi, 1526 Mohaç, 1571 Kıbrıs’ın Fethi ve 1922 Büyük Taarruz zaferlerini elde etmiş ve hak edilmiş bir isim olarak Ağustos ayına “Zaferler Ayı” ismini kazandırmıştır. (Yukarıdakilerden bazıları iki Türk devletinin birbiri ile mücadelesinden kaynaklıdır)
Sebep ve sonuçları bakımından şüphesiz en önemli iki zaferimiz 1071 Malazgirt ve 30 Ağustos Büyük Taarruz’dur.
Malazgirt zaferi ile kadim Türk yurdu Anadolu yeniden Türk milletinin hakimiyetine kavuşurken, 30 Ağustos ile birlikte hiçbir gücün Türk Milletini bu topraklardan atamayacağı tüm dünyaya ilan edilmiştir.
Fıtrat değişmemiş, ihtiyaç olduğu anda damarlardaki asaletle Türk milletinin tarih yapma ruhunun hala diri olduğu görülmüştür.
Türk milletinin tarih sahnesindeki başarısı sadece askeri değildir. İnsanların gönlünü de fethetmiştir. Refah, adalet ve huzur Türk idaresinin temelinde yer almaktadır.
Bugün Türk milleti ve devletini yönetme makamına oturanların en önemli görevlerinden birisi Türk milletinin kültürel genetiğini oluşturan zaferlerini en canlı şekilde kutlayarak Türk insanının aklına ve ruhuna işlemesini sağlamaktır.
Günümüz dünyasında güçlü olmanın temelinde dün olduğu gibi bugün debilim ve teknoloji yer almaktadır. Çünkü bilgiye sahip olan ve kullanan teknolojiye, teknolojiyi yöneten ekonomiye ve ekonomiyi yöneten de insana hâkim olur.
Yeni zaferler kazanmak için sahip olduğumuz kaynakları en iyi şekilde kullanmak zorundayız. Özellikle yeni nesli milli bilinç sahibi, çağın ve geleceğin bilgi becerileriyle donatarak milletler mücadelesinde en önde olmalıyız.
Türk Türk’ü Korumazsa Tanrı Türk’ü korumaz bilinciyle
Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin.
Zaferler ayımız kutlu olsun.
NOT:
1 Eylül 2020 tarihi itibariyle Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesine bir yıl süreyleYÖK görevlendirmesi ile gideceğimden bütün dostlara hoşçakalın diyor selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
