Canlıların varlıklarını devam ettirebilmesi için birtakım ihtiyaçları vardır ve bunların karşılanması gerekir.
İhtiyaçların bir kısmı biyolojik bir kısmı ise psikolojik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu ihtiyaçların bir kısmı zorunlu olarak karşılanması gereken ihtiyaçlar iken bir kısmı karşılanmasa bile canlılar varlıklarını sürdürebilir.
Zorunlu olan ihtiyaçların karşılanmaması durumu canlılar için bir varlık yokluk anlamı taşımaktadır.
***
İhtiyaçve istek kavramı birbiri ile karıştırılan kavramlardır.
İnsanların yaşamlarını devam ettirebilmek için ve olmadığında sıkıntı çektikleri koşullara ya da varlıklara “İhtiyaç” adı verilir
İnsanların herhangi bir ihtiyacını karşılayacağını düşünerek bir nesneye ya da duruma karşı özlem duyması ya da arzulamasına “istek” adı verilmektedir.
Kısaca bir şeyin istenmesi onun ihtiyaç olduğu anlamına gelmez.
***
İnsan ihtiyaçları konusunda dünyanın en çok bildiği sınıflandırma Abraham Maslow tarafından yapılmış olan sınıflandırmadır.
Maslow insan ihtiyaçlarını beşli bir ayrıma tabi tutarak;
1) Fizyolojik İhtiyaçlar 2) Güvenlik İhtiyacı 3) Sosyal İhtiyaçlar
4) Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı 5) Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı
şeklinde sınıflandırmaktadır.
***
Maslow’dan yaklaşık 600 yıl önce İbn-i Haldun Mukaddime adlı eserinde ihtiyaç konusuna değinmiş ve sınıflandırmıştır.
İbn Haldun’da “toplumsal yaşam, ihtiyaçları karşılamak için kurulur, kültür ve medeniyet ise bu yaşamın bir sonucudur.”
İbn Haldun’un umrȃn (medeniyet) teorisinin temelini ihtiyaç olgusu oluşturmaktadır. Ona göre umrȃnlar, uygarlıklar insan ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir.
İbn Haldun’un ihtiyaçlar kuramını insan doğası ve toplumların (bedevȋ ve hazerȋ) temeli, gelişimi, değişimi ve çöküşü çerçevesinde tahlil ederek “temel ihtiyaçlar”, “kalıcı ihtiyaçlar” ve “arzular” şeklinde ele almaktadır.
***
Gerek İbn-i Haldun gerekse de Maslow’un sınıflandırmasında gıda temini, barınma ve güvenlik insan ve toplum için temel zaruri ihtiyaçlardır.
Bu ihtiyaçlar zamandan ve değişimden bağımsız olarak ele alınmak durumundadır.
Toplumların gelişmişlik seviyelerine bağlı olarak temel ihtiyaçlara erişim farklılık göstermektedir.
Temel ihtiyaç olarak kabul edilen beslenme, barınma ve güvenlik sosyal devlet kapsamında değerlendirilerek bu ihtiyaçlarını gidermekte sıkıntı yaşayanlara devlet eli ile bu ihtiyaçlara yönelik uygulamalar yapılmaktadır.
***
Toplumun çoğunluğu temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor ise aslında medeniyetin, dolayısı ile iktidarın/devletin de çökmeye başladığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Çünkü bu durum İbn-i Haldun’un bahsettiği asabiyetin zayıflaması anlamına gelmektedir.
Bu süreçte insanları bir araya getiren değerlerde bir aşınma olacaktır. Yanlış veya hatalı uygulamalar, kayırmacılık, adaletsizlik algısı günden güne artacaktır.
Yöneticilerin zulüm ile iktidarını sürdürmeye yönelmesi, devletin ekonomik ve mali yapısının bozulması ile bu sürecin dönülmesi zor bir yola girdiği görülür.