ABD emperyalizmi sinsice, bütün alt çalışmaları yaptıktan sonra, 20-50 yıl sonra bile emellerine ulaşmak için acımasızca işgal iç güdüsüyle, ekonomik ve silahlı güçleriyle saldırır. Irak ın başında Saddam Hüseyin vardı. Başını aldılar, Saddam ve arkadaşlarının. Demokrasi gelecekti (!) ( Demokratik kitle örgütlerini Avrupa Birliği emperyalizmi ekonomik olarak destekliyordu). Irak güllük gülistanlık olacaktı (!) Iraklı çocuklar gülecekti, eğitilecekti, tok yaşayacaklardı, yarınlarına ümitle bakacaklardı (!) Iraklı kadınlar mutlu olacak, eşleriyle ve çocuklarıyla demokratik bir ortamda yaşayacaklardı (!) Saddam Hüseyin?in zulmünden kurtulacaklardı (!) Emperyalizm vaatlerini dünyanın gözü önünde böyle yapmadı mı? Bizim içimizde de siyaset adamlarımızdan bir kısmı da Emperyalizme destek için kampanyalar başlatmadı mı? O günler yaşandı, tarih oldu. Gelecek kuşak onları tarih kitaplarından okuyacak. Sonuç ne olmuştu: Irak a demokrasi gelmedi. ( Seçim sandıkları ortaya kondu ama artık ırak işgal altına girmişti. Amerika istediği birisini devlet başkanı yapıyor.) Demokrasi Irakta bu kadar. Buna sandık demokrasisi dahi denmez. İşgal demokrasisi denir. Irak tarihinin en karanlık günlerini yaşadı, yaşıyor. Çocuklar, bırakın eğitimi açlıktan kırılıyor. Hastalık kol geziyor. Bir çok çocukta çocukluğunu yaşayamadan ölüp gidiyor. Irak?ın işgali ile başlayan, kadınlara yapılan tecavüzler, onurlu kadınların canlı bomba olmalarına kadar gitti. İşte işgal böyle bir şey ! Irak?ta artık sarışın sarışın çocuklar çoğalıyor. Kısacası Irak?ın sadece siyasi yapısı değil, biyolojik genleriyle de oynadılar. Bu yaşananlar gizlice olmadı, her şey dünyanın gözleri önünde yaşandı. Seyretti dünya olup bitenleri, arsızca. Bugünde Orta Doğuda planlanan projenin gerçekleşmesi için Tunus, Mısır ve Libya dan sonra bizimle en uzun sınırı paylaşan Suriye karıştırıldı. ( Bunlar tesadüfen yaşanan olaylar değildir ) Hepside Müslüman Ülkeler. Komşumuz Irak?ta katliamlar yaşanırken, tecavüzcüler acımasızca amaçlarına ulaşırken, bizim ülkemizde hiçbir protesto gerçekleşmedi. Müslümanların yaşadıkları zulümlere seyirci kaldık. Baş örtüsü eylemleri yapılan hiçbir Cami de Irak?lı Müslümanlara yapılanları protesto etmedik. Önceki yıllarda Boğaziçi köprüsünde, zincirli baş örtüsü eylemleri yaşanırdı, Filistin halkına yapılan zulümler protesto edilirdi. Nedense Amerika?nın işgal ettiği Müslüman Ülkelere yapılan zulümler protesto edilmiyor. Orta Doğuda yaşananlar, bir birinden kopuk bölgesel olaylar değil, yaşananların tamamı bir bütün ve bir proje çalışmasıdır. Sınırımızdaki Ülkede ( Suriye?de) yaşananlar, elbette bizi daha çok ilgilendirir. Ama emperyalizmin çıkarlarına alet olmamalıyız. Suriye ile olan inanç, kültür ve tarih birliği bizleri Suriye?ye daha çok yakınlaştırır. Emperyalizm artık ayak seslerini bile duyurmadan geliyor. Geldikten sonrası malum?Bağımsızlık güzel şey, herkes için.Not: Suriye?de yaşanan olayları 6 yıl önceden tahmin eden eski Milletvekili Mehmet Kundakçıyı tebrik ederim.