Gerek insan, gerekse de kurumlar belli amaçlar için yaşarlar.
Amacı olmaksızın varlığını sürdürmek, yok olmaktır.
Bu çerçevede insanların veya kurumların kendilerine biçtikleri bir rol, bir gelecek tahayyülü olmalıdır.
Yönetim literatüründe biz buna vizyon ve misyon(ülkü) diyoruz.
Vizyon dediğimiz şey uzak gelecekte kendimizi nerede görmek istediğimizdir.
Misyon (öz ülkü) ise kendimize biçtiğimiz hayattaki en yüksek görev.
Bu kapsamda ülkümüzü gerçekleştirip, istediğimiz gelecek tahayyülünü nasıl gerçeğe dönüştürebiliriz.
Bunun için stratejiye ihtiyacımız var.
Strateji, vizyonumuz, ülkümüz ve ilkelerimizle uyumlu olarak seçilmiş değerlerimize sadık kalmak üzere başarılı olmaktır.
Strateji, belirli bir amaca ulaşmak için izlenen temel yol veya yaklaşımdır.
Soralım o zaman.
Kendiniz için bir öz ülkü, bir vizyon oluşturdunuz mu?
Türkiye Cumhuriyetinin öz ülküsü ve vizyonu var mıdır?
Maalesef, etrafa bakınca öz ülküsünü kaybetmiş, vizyonu olmayan insan sayısının hergeçen gün arttığını görebiliyoruz.
Lider ülke Türkiye lafta kalan bir vizyon olmaktan öteye geçememiştir.
Öz ülkümüz ve vizyonumuz için nasıl bir strateji oluşturmalıyız?
Bu soruya cevap vermek için öncelikle kendimiz ve çevremizi tanımamız gerek.
Bunu nasıl yaparız?
Birçoğumuzun duyduğu SWOT analizi ve PESTE kullanacağımız iki araç.
Nedir SWOT?
Kontrol edebildiğimiz ve kontrol edemediğimiz unsurların belirlenmesidir.
Amaçlara ulaşma yönünde güçlü ve zayıf yönlerimizin, fırsat ve tehditlerin ortaya konulmasıdır.
PESTE - Politik, ekonomik, sosyal, teknolojik ve çevresel faktörlerin amaçlarımızla olan etkileşiminin ortaya konulmasıdır.
Fakat kısa vadeli, fırsatçı, materyalist bir değer kuşatması atında kalan insanımızın böyle bir değerlendirme yaparak vizyon ve misyonu gerçeğe dönüştürme kabiliyeti sürekli olarak aşınmaktadır.
Müslüman Türk`ün birey ve faaliyet gösterdiği kurum olarak büyük bir çöküş yaşadığı görülüyor.
Bunu temelinde ise ortak bir ülkü, ortak bir vizyon oluşturma yeteneğine sahip lider kişiliklerin olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır.