Geçenlerde bir arkadaş aradı. Nereden aklına estiyse, bana anlatacakları varmış! Ben de “buyur anlat” dedim. Aslında eski yazılarımdan yola çıkarak bana yaşanmış bir olayı anlatacakmış. Dediğine göre o çocukken köyde filanca ölünce, falancalar ölünün arkasından teneke çalmışlar! Anlatan şimdi 70 li yaşlarda. Olay o çocukken olmuş. Yani en az 60 yıl önce (1960’larda) yaşanmış bir olaydan bahsediyor.
Benim bu olayı aklım almadı. Başka arkadaşlara da bu konuyu anlattım. Bazıları kendi köylerinde de benzeri cahilce davranışların olduğunu söylediler. İstisnai olarak olabilir mi?
Önce şu “arkasından teneke çalmak” da ne demek? Davul çalmak gibi bir şey mi, acaba? Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre “(Arkasından) Teneke çalmak demek (Birinin) Gidişine sevinmek, sevindiğini belli etmek.” demekmiş! Gerçi bir başka sözlüğe (KubbealtıLugatına) göre ise “tenekeye sopa vb. ile vurarak giden bir kişiye hakaret etmek” demekmiş! Her hâlükârda kişinin nereye gittiği önemli değil! Bu gidiş yaşadığı mekanı değiştirme şeklinde olabilir. Diyelim ki hayattayken başka bir yere taşınabilir veya ölüp mezara gömülebilir. Sonuçta her ikisi de bir gidişi ifade etmektedir.
Mesela bir başka arkadaşım kendi yaşadıkları yerde (köy, nahiye, ilçe,il ne fark eder!) vatandaşa zulüm eden bir görevli varmış, o başka bir yere tayin olunca babası birisine üç beş kuruş verip onun arkasından teneke çaldırmış! Yok daha neler? İnsanoğlu bir garip ve de anlamak mümkün değil. Dinimize göre ölüye saygı göstermek, arkasından kötü konuşmamak gibi telkinler vardır.
Burada benim şahit olduğum bir olayı anlatacağım. Kendisi de imamlıktan gelen bir öğretim üyesi hoca vardı. Bir Ramazan günü ikimizde oruçluyuz.Sohbet ediyoruz. Bizim hoca başladı rahmetlik başka bir akademisyen hakkında ileri geri konuşmaya. Ben de hocam “Camilerde, televizyon programlarındaki dini yayınlarda, din derslerinde millete hep ölünün arkasından konuşulmaz diye söylersiniz. Üstelik sen diyanetten, imamlıktan geldin rahmetlik prof. hocan hakkında kötü şeyler söylüyorsun.” dedim. Bunun üzerine hem bozuldu hem de bana kızdı, seninle de sohbet edilmez deyip, gitmişti. Gerçi kendisi da birkaç sene sonra rahmetli oldu. Benim bu anlattığım hatıra kötü söz sayılmaz, değil mi?
Daha kötü örnekler de vardır. Mesela sevilen sanatçı Volkan Konak öldüğünde de, bir Müftü galiba içinde “gebermek” geçen bir kötü söz söylemişti! Bilirsinizdir ama yine de TDK sözlüğüne göre “Gebermek;nesnesiz, argo (Sevilmeyen bir kişi) ölmek” demekmiş. Hele ölünün arkasından“Allah Rahmet Eylesin” yerine “Zahmet Eylesin diyenlere ne demeli?
Ben de nelerle uğraşıyorum! Tarihimizde bu konuda yazılmış şu güzel beyiti okumak sanki hak eden ölünün arkasından teneke çalmayı meşru kılıyor! Neydi o söz?
“Ne etti kendi rahat, ne âleme verdi huzur.
Yıkıldı gitti cihândan, dayansın ehl-i kubur!”
La edri
Osmanlı, 2.Mahmut döneminde yaşadığı rivayet edilen zalim bir devlet adamı (Mehmet Said Halet efendi 1760-1822) ölünce halk arasında bu beyit meşhur olmuştur. Arkasından teneke çalmak olayının kelimelere dökülmüş veciz halini görüyorsunuz. Bu adam kendi döneminde merhametsiz, kindar ve pek sevilmeyen, kendisine rakip olan kişilerin sürgüne göderilmesine ve hatta idamlarına sebeb olmuş birisidir!
Yukarıdaki beyitin günümüz türkçesi şöyle olabilir mi?
“Ne kendisi rahat etti, ne de millete huzur verdi.
Çekti gitti dünyadan, artık mezardakiler katlansınlar!”
Sonuç? Yazıyı nasıl bitireyim? Sosyal medyadan bir alıntı söz “İyi bir insan olun ki cenaze namazında, imam nasıl bilirdiniz diye sorduğunda, bize yalan söylettirmeyin.” Yani, aman haa, öldükten sonra arkasından teneke çalınan insanlardan olmayın! Allah sizlere sağlıklı, uzun ömürler versin.