Merhaba çok kıymetli okuyucularımız,
Osmaniye, 1996 yılında vilayet statüsünü kazanmış genç ama köklü bir kenttir. Aradan geçen 29 yıla rağmen, ne yazık ki Osmaniye’nin bir il olarak Türkiye genelinde yeterince tanıtılamadığını hepimiz kabul etmek zorundayız. Eğer bugün hâlâ bir Osmaniyeli olarak tanıtım konusunda eksiklerimiz varsa, bu hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu meseleyi yalnızca Osmaniye’yi Tanıtma Derneği ya da birkaç gönüllüye bırakmak doğru değildir. Bir şehir tanıtılacaksa, o şehirde yaşayan herkes bu sürecin doğal bir parçası olmalı, kendisini gönüllü bir nefer olarak görmelidir.
Bakınız, Osmaniye’nin Bahçe ilçesi bugün Türkiye genelinde menba suyu üretiminde önemli bir merkez konumundadır. Her gün on binlerce şişe su, Bahçe’den yola çıkıp Türkiye’nin dört bir yanına ve hatta yurtdışına ulaşıyor. Bu büyük başarıda emeği geçen tüm fabrika sahiplerini kutlamak gerekir. Ancak burada gözden kaçırılan, belki de bilinçli olarak ihmal edilen çok kritik bir ayrıntı vardı: Şişelerin üzerinde “Osmaniye” adının yazılmamasıydı.
İşte geçtiğimiz günlerde Osmaniye Valisi Sayın Dr. Erdinç Yılmaz, bu önemli konuya doğrudan müdahale etti. Bahçe ilçesindeki su fabrikalarının sahipleriyle bir araya gelen Vali Yılmaz, tüm etiketlerde “Osmaniye” ibaresinin açık ve görünür şekilde yer alması gerektiğini vurguladı. Bu talimat, sadece bir detay düzenlemesi değil, Osmaniye’nin marka değerine yapılmış güçlü bir katkıdır. Çünkü düşünün; her gün 100 bin şişe su Osmaniye adını taşıyarak Türkiye’ye dağılacak. Bu, dev bir tanıtım fırsatıdır. Sayın Valimizin bu konudaki hassasiyeti, Osmaniye’nin tanıtımında bir dönüm noktası olabilir.
Bir başka örnek: Osmaniye Fıstığı. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında yer fıstığı denince akla Osmaniye geliyor. Bu ürün, tescillenmiş, marka değeri oluşturulmuş bir tarımsal zenginliğimizdir. Ancak ne acıdır ki, hâlâ bazı üreticiler ve tüccarlar ürünlerini “yer fıstığı” etiketiyle göndererek bu değeri görmezden geliyor. Bu yalnızca ticari bir kayıp değil; aynı zamanda Osmaniye’ye yapılabilecek en büyük haksızlıklardan biridir. Artık kendimize gelelim ve markalaşan değerlerimize sahip çıkalım.
Ve zeytin… Belki birçok kişi farkında değil ama Osmaniye, zeytin üretiminde de sessiz ama güçlü bir liderdir. Tahminen 60 milyondan fazla zeytin ağacına ev sahipliği yapan Osmaniye’de, Ege Bölgesi’ni geride bırakacak kadar zeytin üretimi yapılmaktadır. Bu potansiyelin de layıkıyla değerlendirilmesi, üreticiden yöneticilere kadar herkesin ortak sorumluluğudur. El birliğiyle zeytinimizi de hak ettiği marka değerine kavuşturabiliriz.
Sevgili hemşehrilerim, Osmaniye’nin tanıtımı sadece tabelalarda yazan bir isim meselesi değildir. Bu; bilinçli bir şekilde, ortak bir hedefle yürütülecek uzun soluklu bir çabadır. Bu şehirde yaşayan herkesin, dışarıda Osmaniyeli olduğunu söyleyen herkesin bu sürece gönülden destek vermesi gerekir.
Sayın Valimiz Dr. Erdinç Yılmaz’ın bu konuda ortaya koyduğu vizyon ve inisiyatif, bizler için hem bir örnek, hem de bir çağrıdır. Osmaniye’nin dertleriyle dertlenen, çözümleri için taşın altına elini koyan Sayın Valimize memleketimiz adına teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.
Unutmayalım: Bir memleketi tanıtmak, ona sahip çıkmakla başlar. Ve her Osmaniyeli bu sorumluluğu taşımalıdır.