Merhaba kıymetli okuyucularımız,
Geçtiğimiz günlerde kendi imkânlarımızla Osmaniye’nin tanınmasına katkı sunmak amacıyla bir yöresel fuar etkinliği düzenledik. Alibeyli Camii karşısında gerçekleşen etkinlikte Türkiye’nin dört bir yanından esnaflar Osmaniye’ye geldi. Amacımız hem şehrimizin sosyal yaşamına bir canlılık katmak, hem de tanıtımına değerli bir katkı sağlamaktı.
Vatandaşlarımızdan orta düzeyde bir ilgi gördük ancak itiraf etmem gerekirse, beklediğimiz yoğun ziyaretçi sayısına ulaşamadık. Buna rağmen şunu açıkça söylemeliyim ki bu tür etkinlikler, Osmaniye için büyük bir şanstır. Çünkü şehir dışından gelen her bir esnaf, beraberinde kendi kültürünü ve ürünlerini getiriyor. Bu da Osmaniye’nin daha geniş kitlelerce tanınmasına vesile oluyor.
Ne yazık ki, etkinliğimiz dört gün boyunca devam etmesine rağmen hiçbir yetkiliden “ Siz burada ne yapıyorsunuz, nasıl gidiyor?” diye soran çıkmadı. En azından bir ziyaret, bir selam, bir destek görmek isterdik. Çünkü böyle organizasyonlar sadece bizim çabamızla değil, yetkililerin ve halkın ilgisiyle de anlam kazanır. Osmaniye vilayet olalı 29 yıl oldu ama hâlâ başka bir ilin ilçesi gibi görülmesinin sebebi işte bu duyarsızlıklarımızdır.
Osmaniye’nin tanıtımı sadece birkaç kişinin gayretiyle olmaz. Bu iş, el birliğiyle yapılır. Yerel yönetiminden iş dünyasına, sivil toplum kuruluşlarından vatandaşına kadar herkes elini taşın altına koyarsa, Osmaniye’nin bilinmezlik sorunu ortadan kalkar. Yoksa etkinliklere sırtını dönüp, sonra da “Osmaniye yeterince tanınmıyor?” diye şikâyet etmeye kimsenin hakkı yoktur.
Siyasiler özellikle sizler bu konuda çok duyarsızsınız. Duyarsızlığınıza şaşırdık mı? Asla şaşırmadık.Her zaman ki, gibi davrandınız.
Biz üzerimize düşeni yapmaya çalıştık, yapmaya da devam edeceğiz. Keşke yetkililer de aynı gayreti gösterselerdi, Osmaniye bugün çok daha farklı bir noktada olabilirdi. Ama yine de canı sağ olsun; gelen ağamız, giden paşamızdır. Herkes kendine yakışanı yapar.